Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14236
Karar No: 2019/4608

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/14236 Esas 2019/4608 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/14236 E.  ,  2019/4608 K.

    "İçtihat Metni"

    .........


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri ile davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R


    Çekişmeli ..... köyünde bulunan 184 parsel sayılı 8.700 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde ... adına tespit edilmiştir.
    Davacı ... Yönetimi vekili dava dilekçesinde özetle; taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını bu nedenle orman vasfıyla Hazine adına tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle; taşınmazın sınırında orman bulunduğunu, dayanak tapu miktar fazlası olan 3580 m²"sinin Hazine adına tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Yargılama sonunda mahkemece; davanın kısmen kabulu ile miktar fazlası olan 3580 m²"lik kısmın iptali ile orman tahdidinin muaccel bulunduğu tapu kütüğüne aktarılmasına, bakiye 5120 m² kısmın davalı adına tesciline karar verilmiş, Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 1977/7705 E. - 13306 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne taşınmazın (C) harfi ile gösterilen kısmına ilişkin itirazın kabulüyle orman vasfıyla Hazine adına tesciline kalan 8200 m²"nin davalının mirasçıları adına tesciline karar verilmiş, Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 27/06/1994 gün ve 1994/5191 E. - 8412 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile miktar fazlası olan 3580 m²"lik kısmın iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline, bakiye 5120 m² kısmın davalı mirasçıları tesciline karar verilmiş, Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15/09/2004 gün ve 2004/3173 E. - 8477 K. sayılı kararıyla; “Mahkemece bozma kararına uyulmuşsa da gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; uzman orman bilirkişi, çekişmeli taşınmazın 1957 tarihli memleket haritasında ve 1946 tarihli hava fotoğrafında açık alanda kaldığını, yörede 1939 yılında yapılan orman tahditine göre 500 m² miktarındaki kısmın tahdit içinde kaldığını açıklayarak taşınmazın tahdit haritasına göre konumunu gösteren kroki düzenlemiş, uzman fen bilirkişi ise 281.07 m²"lik bölümün tahdit içinde kaldığını açıklayarak düzenlediği krokide göstermiştir. Her iki uzman bilirkişi daha sonra düzenledikleri ek raporda parselin kesinleşen orman tahditi içinde kalan kısmının 1458 m² miktarında olduğunu açıklamışlardır. Söz konusu raporlar arasında çelişki olduğu gibi orman mühendisi bilirkişi çekişmeli taşınmazın resmi belgelerdeki durumunu açıklamış, ancak taşınmazın resmi belgelerdeki yerini göstermemiştir.
    ......
    Bozma kararında açıklandığı gibi, ilk karar davalı kişiler tarafından temyiz edilmediğinden, çekişmeli taşınmazın kuzeyden güneye uzanan 3580 m²"lik bölümünün orman olma olgusu kesinleşmiştir. O halde, öncelikle fen bilirkişinin düzenleyeceği krokide orman olarak kesinleşen 3580 m2"lik bölümün gösterilmesinden sonra geriye kalan 5120 m²"lik bölümle ilgili olarak aşağıda açıklandığı gibi inceleme yapılması gerekir.
    Dosya içeriğinden, tahdidin 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmaya göre kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, sınır dışında kalan taşınmazın orman olup olmadığı ve hukuki durumu kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenemez. Zira, 3116 sayılı Kanun sadece Devlet ormanlarını belirlemiş olup, bu Kanuna göre 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu oluşup kesinleşen tahdit haritaları, sınır dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukuki durumunu saptamakta yetersiz kalır. Bu şekildeki taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanunla iadeye tâbi tutulmuştur. İadenin koşullan yasada gösterilmiştir.
    Bu nedenle mahkemece, öncelikle dava konusu olan taşınmaza komşu olan taşınmazlara ilişkin kadastro tesbit tutanağının örnekleri ile en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde, orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları. .....01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yörede 1939 yılında kesinleşen orman tahditi bulunduğuna göre, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, çekişmeli taşınmazın memleket haritasına göre, konumu saptanıp; bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
    Yukarıda belirtilen şekilde yapılacak araştırma neticesinde çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiğinde bu defa tesbit dayanağı olan nisan 1945 tarih ve 49 nolu tapu kaydı (üç hududu orman bir hududu dere olan 5120 m² miktarlı) ve dayanağı olan tevzii krokisi 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesi gereğince, sabit sınırdan başlanmak sureti ile yöntemince zemine uygulanarak yüzölçümü ile kapsamı belirlenmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.” denilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda .....184 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkiş...... 18/09/2015 tarihli krokili raporunda (A), (B), (D) ve (E) harfleri ile gösterdiği ve toplam 4538.60 m² gelen alanın son parsel numarası verilmek sureti ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tespit ve tesciline, (C) harfi ile gösterdiği ve toplam 4161.40 m² gelen alan olarak tarla vasfı ile ölü ......oğlu ... mirasçıları adına tapuya tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm ...... Yönetimi vekilleri ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.

    ......

    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1939 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince de davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 27/06/2019 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi