Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/66
Karar No: 2020/2191
Karar Tarihi: 13.02.2020

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2020/66 Esas 2020/2191 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2020/66 E.  ,  2020/2191 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    A) Davacı isteminin özeti:
    Davacı vekili, müvekkilin Mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı ...Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde işe başladığı tarihten itibaren Yol İş Sendikası’na, daha sonra da Tarım İş Sendikası’na üye olduğunu, her yıl düzenli olarak mevsimlik işçi sözleşmesi yenilendiği halde 2001 yılında aynı müdürlükte kadrolu işçi statüsüne geçildiğini, ancak kadrolu işçi statüsüne alındığında geçici mevsimlik işçilikte geçen çalışmalarının kıdem hesabında dikkate alınmadığını, işyerinin davalı Bakanlığa bağlandığını, müvekkilin daimi kadrolu işçi statüsüne tüm hak ve alacaklarıyla beraber geçirilme sırasında yapılan intibakın yanlış olduğunun tespitini, müvekkilin derece ve kademelerinin tespitini, fazla ücret, yıpranma primi, akdi ilave tediyesi, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti fark alacaklarını istemiştir.
    B)Davalı cevabının özeti:
    Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının 1979-2001 yılları arasında mevsimlik işçi olarak çalıştığını, 2001 yılında kadroya alındığını 14.07.2011 tarihinde emekli olduğunu, kıdem tazminatının tavandan hesaplanarak ödendiğini, kadroya geçtikten sonra gerekli derece ve kademe ilerlemelerinin yapıldığını, bu değişikliği kabul eden işçilerin çalışmaya devam ettiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının geçici mevsimlik iş ilişkisinin kurulduğu tarihten itibaren Yol-İş Sendikası daha sonra Tarım İş Sendikası’na üye olduğu ve 2001 yılında kadrolu işçi statüsüne geçirilmesinden sendika üyeliğinin devam ettiği ve halen üyesi olduğu Mülga Köy Hizmetleri Müdürlüğü nezdinde geçici mevsimlik işçi olarak işe başladığı tarihten daimi kadrolu statüye geçtiği tarihe kadarki hizmet süresinin hesaplanarak belirlenecek derece ve kademeye intibakının yapılması gerektiğinin tespiti, ücret farkı, yıpranma prim farkı, yasal ilave tediye, akdi ilave tediye farkı, yıllık izin ve fazla çalışma alacaklarının tahsili talebine yönelik dava açtığı, 23.03.2017 tarihli celse de davacının yıllık izin ve fazla mesai alacakları talepleri yönünden tefrikine karar verildiği ve iş bu esasa kayıt edildiği anlaşılmış, 23.03.2017 tarihinde 2015/624 Esas, 2017/69 Karar sayılı dosyasında davacının intibakının yanlış yapıldığı, ve derece ve kademesinin tespiti ile ücret farkı, yıpranma prim farkı, yasal ilave tediye, akdi ilave tediye farkı alacakları yönünden davanın kabulün karar verildiği ve kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi"nin 2017/22832 Esas, 2017/13479 Karar, 18.09.2017 tarihinde düzelterek onanmasına karar verildiği, bu dosyada davacı vekilinin ıslah dilekçesinde 01.03.2017 tarihli ıslah dilekçesinde; yıllık izin ve fazla mesai alacakları için 50,00"şer TL şeklinde alacak kalemlerini açıkladığı ve dosyanın bu alacak kalemleri yönünden tefrikini, diğer talepleri yönünden bedel arttırımı talep ettiği, yıllık izin ücreti bakımından; davacının 04.05.1983 tarihinde işe başladığı, ve 14.07.2011 tarihinde emekli olduğu, 2011 yılına kadar mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı, davacının 11.10.1993 tarihinde Yol İş Sendika üyesi olduğuna dair üyelik kayıt fişi dosya kapsamına alınmış ve bu kapsamda davacının kullandırılmayan yıllık izin alacağı bulunup bulunmadığına ilişkin; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2011/9-755 Esas sayılı ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2015/2479 Esas sayılı ilamlarında "...Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Söz konusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 53/3. maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı Kanun"un yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir. 4857 sayılı Kanun"un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır..." şeklinde değinildiği üzere, dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının, davalı işyerinde 1983-2001 yılları arasında mevsimlik işçi, devamında ise emekli olduğu tarihe kadar daimi işçi olarak çalıştığı, yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre, mevsimlik işçinin ancak bir yıl içindeki çalışmasının on bir ayı aşması durumunda yıllık ücretli izin alacağına hak kazanabileceği ve davacının daimi kadroya geçtiği süre öncesinde on bir ayı aşan çalışmasının 1999 yılından 2001 yılına kadar bulunduğu, çalışması bulunmayan yıllar hesap dışı bırakılarak, davacının on bir ayı aşan hizmet yılları için yıllık ücretli izin alacağına hak kazanabileceği ve onbir ayın üzerinde çalışma bulunan yıllarda kıdemi ve toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği anlaşılmakla, denetime açık objektif ve hüküm kurmaya elverişli olarak düzenlemiş raporunda davacının 11 ayı aşan çalışmalarının bulunduğu yıllar ve davacının sendika üyesi olması sebebi ile toplu iş sözleşmesi hükümleri ve kıdemi dikkate alınarak yapılan hesaplama doğrultusunda davacının kullandığı izin günleri düşüldüğünde bakiye 123 gün izin hakkı kaldığı, buna göre davacının 8.624,76 TL yıllık izin alacak hakkı olduğu anlaşılmıştır. Bir davada iki defa ıslah olmayacağından ilk ıslah doğrultusunda karar verildiği, fazla mesai ücreti bakımından; davacı vekili davacının fazla mesai alacaklarının ödenmediğini beyan ettiği, buna ilişkin kanıtların sunulmadığı anlaşıldığından bu alacak talebinin de reddine karar verildiği gerekçesi ile yıllık izin ücreti talebinin kabulüne, fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verilmiştir.
    D)Temyiz:
    Kararı taraf vekilleri süresinde temyiz etmiştir.
    E)Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamından, davacının, geçici işçi statüsünde çalışmakta iken 2001 yılında daimi kadroya alındığını ve bu şekilde çalışmasını emekli olana kadar sürdürdüğünü, ancak, daimi kadroya alındığı tarihe kadar çalıştığı sürelerin dikkate alınmaması sebebiyle intibakının yanlış yapıldığını ileri sürerek geçici işçi statüsünde çalıştığı sürelerin de dikkate alınarak derece ve kademesinin tespit edilmesini ve söz konusu yanlış intibak sebebiyle oluşan bir kısım işçilik alacaklarını istediği anlaşılmaktadır.
    Eldeki davada, talep edilen işçilik alacaklarından yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücreti bakımından dava tefrik edilerek eldeki dosyanın oluşturulduğu, diğer talepler hakkındaki davaya 2015/624 Esas sayılı dava dosyasında devam edilerek sonuçlandırıldığı ve davalı Bakanlığın temyizi üzerine Dairemizin 2017/22832 Esas sayılı kararı ile düzeltilerek onandığı anlaşılmaktadır.
    Eldeki davada bahsolunan tefrik kararından önce Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından 2014/17773 Esas sayılı, 22/06/2015 tarihli ilam ile bozma kararı verilmiştir.
    Davacı vekili bu bozma ilamından sonra, ilk talepte 50 TL olarak istenen yıllık ücretli izin alacağını, harç, ıslak havale ve düzenleme tarihi 29/04/2019 olan ıslah dilekçesi ile 127,58 TL’ye, harç, ıslak havale tarihi 01/10/2019, düzenleme tarihi 24/09/2019 olan ikinci bir ıslah dilekçesi ile 8624,76 TL’ye yükseltmiştir.
    Mahkeme tarafından “...davacının 8.624,76 TL yıllık izin alacak hakkı olduğu anlaşılmıştır. Bir davada iki defa ıslah olmayacağından ilk ıslah doğrultusunda karar verilmiştir.” gerekçesi ile 29/04/2019 tarihli ıslah dilekçesine göre yıllık izin ücreti hakkında hüküm kurulmuştur.
    Bozmadan sonra ıslah yapılıp, yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu" nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı ile “ Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK. nın  değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.
    Yargıtay Kanunu" nun 45/5. maddesi “İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerine ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı” hükmünü içermektedir.
    Yargıtay Kanunu"nun 45/5. maddesi karşısında “Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu" nun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararına göre bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilemeyecektir.
    Mahkeme tarafından yapılacak iş, gerekirse tefrik edilen dava dosyası da incelenerek Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamından önce yıllık izin ücreti hakkında ıslah yapılıp yapılmadığını tespit etmek, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamından önce yıllık izin ücreti hakkında ıslah yapılmadığının anlaşılması halinde ilk taleple bağlı kalınarak yıllık üretli izin alacağını hüküm altına almaktır.
    3-Yıllık izin ücreti hesabına esas ücret miktarı bakımından;
    Mahkeme tarafından tefrik edilen ve Dairemizin 2017/22832 Esas sayılı kararı ile düzeltilerek onanan yukarıda bahsedilen davasında davacının en son günlük ücreti 71,04 TL kabul edilmiştir. Eldeki dosyada ise yıllık izin ücreti 70,12 TL üzerinden hesaplanmıştır. Bu husus hatalıdır. Hesaplama günlük brüt 71,04 TL. üzerinden yapılmalıdır.
    4-Davalı Bakanlığın Harçlar Kanunu"nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğunun gözetilmemesi hatalıdır.
    5-Hüküm altına alınan yıllık izin ücreti alacağına, talep edilen faiz cinsini geçmemek üzere 6356 sayılı Kanun gereğince işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizin yürütülmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
    6-Mahkeme tarafından yargılama giderlerine hükmedilirken 6100 sayılı HMK’nun 332/2. maddesi uyarınca yapılmadığından yargılama giderlerine harç katılıp katılmadığı tespit edilememektedir. Mahkeme tarafından yargılama giderlerinin hüküm altına dökümü yapılmalı, harç haricindeki yargılama giderleri kabul ve red oranına göre taraflara yüklenmeli, harcın ise red ve kabul miktarlarına göre oranlanmayacağı gözetilmeli, tüm harçlar davacıya iade edilmelidir.
    F) SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 13/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi