21. Hukuk Dairesi 2018/3122 E. , 2019/2644 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
A)Davacı İstemi:
Davacı vekili, müvekkilinin ... San. A.Ş."ye süt tesliminden dolayı adı geçen şirket tarafından 31.01.2001 tarihli müstahsil makbuzu ile müvekkilinden kesilen 2.808.840 TL bağ-kur kesintisinden dolayı müvekkiline hizmet verilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
" 31/01/2001 tarihli müstahsil makbuzu ile bağkur kesintisi yapıldığı bu nedenle bu ayı takip eden aybaşı olan 01/02/2001 tarihinden itibaren bağkurlu olduğunu kabul etmek gerektiği ve bu tarihten, yapılan araştırma ve dinlenen tanık anlatımları ile bu işi yaptığı 31/12/2004 tarihine kadar bağkur sigortalısı olduğu” gerekçesiyle “01/02/2001-31/12/2004 tarihleri arasında Tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine” karar vermiştir.
İstinaf Başvurusu;
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; 01/01/2005-18/03/2012 tarihleri arasındaki taleplerinin karşılanmamış olmasının eksiklik olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Kurum vekili, sigortalılık olgusunun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açığa kavuşturulmasını, davacının istinaf gerekçesini kabul etmediklerini, aleyhe hükmolunan vekalet ücretinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu,kararın bozulmasını talep etmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
" Davacı, ...Gıda San.A.Ş"ne süt satışından dolayı 31.01.2001 tarihli, bağkur prim tevkifatı yapıldığını gösterir makbuz suretini ibraz etmiş ise de ...A.Ş"ye yazılan müzekkereye cevaben, "şirket arşivinde herhangi bir belge bulunmadığı, 10 yıllık yasal defter ve belge tutulması zorunluluğunun tamamlanmış olduğundan imha edildiğine dair" yazı ile tevkifatın Kuruma aktarılmış olmaması karşısında davada her ne kadar tanık dinlenilmişse de ilgili belgelere dayalı ispat zorunluluğu bulunduğu ve geçmişe yönelik hizmet tespiti davası açma yasal olanağı ilgili yukarıda belirtilen kanuni düzenlemeler çerçevesinde mevcut olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur." gerekçesiyle yerel mahkeme kararını kaldırarak "davanın reddine" karar vermiştir.
E)Temyiz:
Davacı vekili: -Davacının tarım ürünü teslim ettiğini ve bunlardan Bağ-Kur kesintisi yapıldığının da dosyaya ibraz edilen makbuzlar ile de sabit olduğunu,
-Kesintinin kurum hesabına yatmamış olmasından dolayı davacıya kusur izafe edilemeyeceğini
-Yargıtay İçtihatları da kesinti yapılmış olması halinde kurum hesabına yatmamış dahi olsa bu döneme ilişkin hizmet verilmesi gerektiği şeklinde olduğunu
-Davacının 01/02/2001-18/03/2012 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi için temyiz yoluna başvurduklarını belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, davacının tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespiti istemine yöneliktir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla Bölge Adliye Mahkemesince karar kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 19.03.2012 tarihli başvurusuna istinaden 01/06/1994 tarihinden 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığının başlatıldığı, 01.06.1994 tarihi itibariyle prim borcu olduğundan durdurulduğu, 01.05.2008 tarihi itibariyle yeniden başlatıldığı ve ...Gıda San.A.Ş"ye süt satışından dolayı 31.01.2001 tarihli bağkur prim tevkifatı yapıldığına ilişkin müstahsil makbuzunun mevcut olduğu, 12.04.2001 tarihinden itibaren de ziraat oda kaydının mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıl dışında süreklilik arzettiği hallerde de tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
1479 sayılı Yasa’nın 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Yasa’nın 13.maddesi ile değişik 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek 19.maddesi ve 30.04.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın geçici 17. maddesinde; "Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır." Anılan Tebliğ 14.01.2009 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Öte yandan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2926 sayılı Yasa"nın uygulanmasına ilişkin 26/03/1994 günlü 4 nolu tebliğine göre ürün bedellerinden % 1 oranında tevkifat yapmakla yükümlü gerçek ve tüzel kişilerin bu tevkifatı yaparak kurum hesabına intikal ettirmek zorunda oldukları, kesinti yaptığı halde Kurum hesabına yatırmayan gerçek veya tüzel kişilerin, Kuruma karşı sorumlu oldukları, bu kesintilerin yasal faiziyle birlikte kendilerinden tahsil olunacağı TCK."nun 526.maddesi gereğince cezalandırılmaları için suç duyurusunda bulunulacağı bildirildiğinden davacının sattığı ürün bedelinden kesinti yapıldığının tesbiti sigortalılığın kabulü için yeterli olup, kesintiyi yapan davalı Kuruma karşı sorumlu olacağından kesinti yapıldıktan sonra Kurum hesabına yatırılmamış olması dahi sonuca etkili değildir.
Somut olayda ; davacının 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığı 19/03/2012 tarihli başvurusuna istinaden 01/06/1994 tarihinde başlatılmasına rağmen 1479 sayılı Yasanın Ek 19. ( 5510 sayılı Yasanın Geçici 17.) maddesi gereğince beş yılı aşkın prim borcu olması nedeniyle durdurulmuş olup kurumun davacıyı hangi tarihe kadar sigortalı kabul ettiği anlaşılamamakta olup, davacının da 2001 yılından sonra prim kesintisi bulunup bulunmadığının da araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; Kurum"a ihtilaf konusu hakkında davacının hangi dönemlerde sigortalı kabul edildiğini sormak, 2001 yılına ait uyuşmazlık olup olmadığını belirlemek, uyuşmazlık bulunması halinde yapılan tevkifatın kuruma intikal etmemesinin tescile engel olmayacağını da göz önünde bulundurmak, devamla davacının 2001 yılından 2011 yılına kadar sigortalılık talebi de olduğu dikkate alınarak 2001 yılından sonra ürün teslimi veya prim kesintisi bulunup bulunmadığını araştırarak bunlara ilişkin belgeleri getirtmek, bu tarihten sonra prim kesintisi veya ürün teslimi bulunmaması halinde davacının 31.01.2001 tarihli bağkur prim tevkifatı yapıldığına ilişkin makbuzu takip eden aybaşından 31.12.2001 tarihine kadar tarım bağkur sigortalısı olduğunu kabul etmek, bulunması halinde ise yukarıda anlatılan ilkeler ışığında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu süreleri tespit etmekten ibarettir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile tevkifatın kuruma intikal etmemesi gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacı tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı bozulması gerekmiştir.
G)Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.