9. Hukuk Dairesi 2020/451 E. , 2020/2198 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 26.03.2011 - 01.03.2013 tarihleri arasında davalı nezdinde garson olarak çalıştığını, davalı işverenin iş akdini haksız olarak feshettiğini, haftanın 6 günü 09:30-22:00 saatleri arasında çalıştığını, hafta içi 1 gün izin kullandığını, haftada en az 3 gün 23:00"e kadar çalıştığını, son maaşının bahşişlerle birlikte net 1.500,00 TL olduğunu, maaşın bir kısmının elden bir kısmının bankadan ödendiğini, yemeğin işveren tarafından karşılandığını, servis olmadığını, işyerinin lojman tahsisi yaptığını, yıllık izin kullanmadığını, resmi ve dini bayramların tamamında çalıştığını, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, köyüniyet tazminatı, vergi iadesi alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının 01.03.2013, 02.03.2013, 03.03.2013 tarihlerinde devamsızlık yaptığını, devamsızlık tutanağı düzenlendiğini, davacının 01.03.2013 tarihli ihtarnameyi keşide ederek iş akdini feshettiğini bildirdiğini, iş akdinin müvekkili tarafından feshedilmediğini, davacının ücretinin bordrolarda belirtilen kadar ve asgari ücret tutarında olduğunu, davacının bakiye ücret alacağı ve vergi iadesi alacağının bulunmadığını, genel tatil çalışması karşılığı ücretinin ödendiğini, bordroları ihtirazi kayıtsız davacının imzaladığını, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığını, davacının fazla mesai alacağının bulunmadığını, ücret bordrolarında fazla mesai kazancına dair ödenen miktarların yazılı olduğunu, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmi dava olarak vasıflandırıp açıldığını, fesih tarihi ile ıslah tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında bu alacak kalemlerinin zamanaşımına uğramadığı belirlendiği, davalı vekilinin bu alacak kalemlerine mukabil açılan davanın kısmi dava olarak açılmış olması sebebiyle zamanaşımı definde bulunma imkanı mevcut olduğunu, ancak ıslah tarihi ile fesih tarihi gözetildiğinde ıslahla arttırılan miktarlar bakımından zamanaşımı süresi de dolmadığı, bu sebeple davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşın ileri sürebileceği hakkın özüne ilişkin bir beyanının söz konusu olmadığından davalı vekiline bu sebeple ek süre talebi verilmediği, ek süre talebinin reddine karar verildiği, hukuki dinlenilme hakkının kullandırılmasında bir hukuki yararının da bulunması bir zorunluluk olduğu, iş bu dosyasındaki yargılamada tarafların hukuki dinlenilme haklarının sonuna kadar kullandırıldığı sigorta kayıtlarında davacının 01/04/2011 - 01/01/2013 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığı gözükmektedir. 01/04/2011 tarihinden evvel davacının davalı iş yerinde çalıştığı kanıtlanamadığından 01/04/2011 - 01/03/2013 tarihleri arasında 1 yıl, 11 ay süre ile davacının davalı iş yerinde çalıştığı belirlendiği, davacının davalı iş yerinde garson olarak çalıştığı, hizmet süresi nazara alınarak ve tanık anlatımları da gözetilerek davacının en son aylık brüt 1.000,00 TL ücret ile çalıştığı mahkememizce kabul edildiği, dosyaya ibraz edilen ... Noterliğinden keşide edilmiş 01/03/2013 günlü davacı işçi tarafından işverenliğe keşide edilen ihtarnamede davacı sebepsiz olarak 01/03/2013 tarihinde işverence tek taraflı olarak işine son verildiğini, bir daha gelmemesinin söylendiğini, ayrıca tarafına 3 gün üst üste gelmedin diye tutanak tutularak iş akdinin tazminatsız feshedileceğinin beyan edildiğini belirttiği, işverence düzenlenip SGK"ya verilen işten ayrılış bildirgesinde ayrılış tarihi 03/03/2013 tarihi olarak belirtilmiş olup, işten ayrılış kodu 29 olarak belirtildiği, davacının 01/03/2013 tarihinden sonra iş yerine gelmediği konusunda işverence tutanaklar tanzim edildiği, işverence tutulan tutanakların davacı işçi tarafından keşide edilmiş ihtarnameden sonra tutulan tutanaklar olması sebebiyle tutanaklara itibar edilmediği, iş sözleşmesinin tazminat ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiği ispat yükümlülüğü işverene ait olup, 01/03/2013 tarihi itibariyle iş sözleşmesinin işverence feshedildiği sonuç ve kanaatine ulaştığı, işverence yapılan feshin haklılığının işverence kanıtlanmamış olması nedeniyle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacı vekili müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence kötü niyetli olarak feshedildiğini iddia ile kötü niyet tazminatı isteminde bulunduğu, kötü niyetle feshedildiğinin ispatı, iddia eden işçiye aittir. İşverence yapıldığı belirtilen feshin kötü niyetle yapılmış bir fesih olduğu kanıtlanamadığı, kaldı ki iş güvencesi kapsamında bulunan işçinin kötü niyet tazminatı talep etmesi de mümkün olmadığı, kötü niyet tazminatı talep koşulları oluştuğu kanıtlanamadığından kötü niyet tazminatı istemi yerinde görülmediği, davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin fazla mesai yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia ile alacak talebinde bulunmuş ise de, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere maaş bordrolarında fazla mesai tahakkuklarının bulunduğu maaş bordrolarının imzalı olduğu ve ödemelerin de banka kanalı ile ödendiği tespit edilmiştir. İspat yükümlülüğü kendisinde olan davacı işçi bordroda belirtilen miktardan daha fazla oranda fazla mesai yaptığını ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını kanıtlayamadığından bu alacak kalemleri istemi ile açılan dava yerinde görülmediği, davacı vekili dava dilekçesinde ücret alacağına ilişkin detaylı açıklamada bulunmadığı, bu sebeple bilirkişi raporunda ücret alacağı ile ilgili hesaplama yapılmamıştır. İhtarnamede ve dava dilekçesinde ücret alacağı dönemi ile ilgili açıklama bulunmadığından ve dosyaya sunulan banka kayıtları, maaş bordrosu ve ödeme belgeleri ile ücretin ödendiği anlaşıldığından davacının ücret alacağı istemi yerinde görülmediği, davacı vekili dava dilekçesinde vergi iadesi alacağı istemi ile talepte bulunmuş ise de vergi iadesi sistemi kaldırılmış olup, yerine 2008 tarihi itibariyle asgari geçim indirimi ödenmesi uygulaması getirildiği, davalı işveren tarafından dosyaya sunulan imzalı ücret bordroları ile davacının asgari geçim indirimi alacağının ödendiği görüldüğünden davacının vergi alacağı istemi yerinde görülmediği, davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin yıllık izinlerini kullandırılmadığı iddia ile izin ücreti alacağı isteminde bulunduğu, davacının çalışma süresine göre hak kazandığı yıllık izin süresi 14 iş günü olduğu, yıllık ücretli izinlerin kullandırıldığı ya da bedelinin ödendiğini ispat yükümlülüğü işverene olduğu, davacının hak kazandığı yıllık izinlerin kullandırıldığı ya da bedelinin ödendiği işverence kanıtlanmadığından bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde davacının yıllık ücretli izin alacağı bulunduğu kabul edildiği, itibar edilen 19/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda ikinci seçenek adı altında yapılan hesaplamada kıdem tazminatı net 1.902,12 TL, ihbar tazminatı net 1.179,37 TL, yıllık ücretli izin alacağı net 334,13 TL olarak hesaplandığı, davacının dava ve ıslah dilekçesindeki faize yönelik istemi nazara hüküm kurulduğu gerekçesi ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının kabulüne, sair alacak taleplerinin reddine karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut uyuşmazlıkta, yıllık izin ücreti bakımından;
Haziran/2012 ayı bordrosunda 16 gün “ücretli izin” başlığı ile tahakkuk ve davacıya atfen imza mevcuttur. Mahkemece bu bordro değerlendirilmemiştir. Davacı vekilinden bu bordro sorulmalı, imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde bu bordrodaki yıllık ücretli iznin toplam yıllık ücretli izinden düşülerek neticeye etkisine göre sonuca gidilmesi gerektiği gözetilmelidir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.