10. Hukuk Dairesi 2016/11702 E. , 2016/14248 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının yaşlılık aylığının iptaline yönelik Kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığı tahsisi ve 5510 sayılı Kanun Geçici madde 4/XI uyarınca, makam ve görev tazminatı verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Eldeki dava dosyasına konu olayda, Kurumca davacıya 506 sayılı Kanun hükümleri gereği 01.01.1999 tarihinden itibaren 4426 gün prim gün sayısı üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının talebi üzerine 21.01.2013 tarihinden itibaren tüm sigorta kollarına tabi çalışma nedeni ile yaşlılık aylığının kesildiği, davacı tarafından 26.11.2013 tarihinde 3201 sayılı Kanuna tabi olarak 981 günlük yurt dışı çalışma süresinin borçlanıldığı, sonrasında davacının 28.11.2013 tarihinde işten ayrılarak Kurumdan yeniden yaşlılık aylığı tahsisi talebinde bulunması ve 11.12.1977-12.09.1980 tarihleri arasında herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olmaksızın belediye başkanlığında geçen sürelere göre makam tazminatı talebinde bulunması üzerine, Kurumca vergi dairesi kayıtları esas alınarak, 01.01.1999 tarihinde bağlanan yaşlılık aylığı başlangıçtan itibaren iptal edilerek ödemelerin borç kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Dairemizin önceki bozma kararında da belirtildiği gibi, Mahkemenin, davacıya aylığın kesildiği 01.01.1999 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitinde ve Kurumun iptal işleminin iptalinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3201 sayılı Kanunun 8. maddesinde “ Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra, 30/05/1978 tarih ve 2147 sayılı Kanun ve sosyal güvenlik kanunlarına göre kendilerine veya hak sahiplerine aylık bağlanmış olanlar ile aylık bağlanması için müracaat edip de aylığa hak kazanmış durumda bulunanlar bu Kanundan yararlanamazlar.” hükmüne yer verilmiş ise de, davacının borçlanma tarihinde sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık aylığı almadığının belirgin bulunması karşısında, anılan Kanun kapsamında borçlanmaya engel bir halin bulunmadığı da belirgindir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, makam ve görev tazminatını düzenleyen 5510 sayılı Kanun geçici m.4/XI hükmüne göre, davacının, seçimler sonucunda belediye başkanı olarak görev yapmış olmak (5510 sayılı Kanunun Geçici m.4/XI), fiilen 15 yıl (5400) kesenek karşılık veya prim ödemekle birlikte 61 yaşını da doldurmuş olmak (5434 sayılı Kanunun m.39/b ve k) ve hizmetin en az 2 yıl süreyle gerçekleşmiş olması (5434 s.K Ek m.68). şartlarını taşıması nedeni ile 28.11.2013 tarihli tahsis talebini takip eden 01.12.2013 tarihinde makam tazminatı ile birlikte yaşlılık aylığı tahsisi şartlarına haiz olup mahkemenin bu yöndeki kabulünde de bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup eldeki davada, 01.01.1999 tarihinde başlayan ve 21.11.2013 tarihinde çalışma nedeni ile kesilen aylığın devamına sebep olacak, belediye başkanlığında geçen ancak sosyal güvenlik kurumlarına tabi olmayan sürelerin de sigortalılık süresi olarak tahsiste esas alınması sonucunu doğuracak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, davacının hükmü temyiz etmemesi nedeni ile aylık başlangıç tarihi yönünden davalı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da gözetilerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının 1. bendinin silinerek, yerine “1-A-)Davanın kabulü ile, davacıya 01.01.1999 tarihinde bağlanan ve 21.11.2013 tarihinde tüm sigorta kollarına tabi çalışma nedeni ile kesilen yaşlılık aylığının iptaline yönelik Kurum işleminin iptaline,
B-) Davacıya 09.01.2014 tarihinden itibaren 5415 gün prim gün sayısı üzerinden 506 sayılı Kanunun 60 ve geçici 81. Maddeleri çerçevesinde yaşlılık aylığı bağlanması ve 5510 sayılı Kanun geçici m.4/XI hükmüne göre makam tazminatı ödenmesi gerektiğinin tespitine, yaşlılık aylığı ve makam tazminatının 01.05.2014 tarihi başlangıç kabul edilerek, her bir aylık için aylığa hak kazanılan tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Kurumdan tahsili ile davacıya verilmesine,” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.