Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9707
Karar No: 2013/13170
Karar Tarihi: 23.09.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/9707 Esas 2013/13170 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın tarafların mirasbırakanları ile dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, yapılan uygulama ile dava konusu taş yığılı yerin komşu parselin çapı kapsamında kaldığının saptandığı, komşu parselin ise tarafların mirisleri ile dava dışı birçok kişi adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, başka bir parselden taş yığmak suretiyle kendi kullanımındaki yere davalının müdahale ettiğini ileri sürmüş, fakat keşifte gösterdiği çekişmeli yerin zilyetliğe dayalı olarak istekte bulunduğu tespit edilmiştir. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Ancak, paydaşın payından az yer kullanması durumunda elatmanın önlenilmesi davası yerine kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak gerekmektedir. Mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı gerekçesiyle, karar bozulmuştur. Kanun maddeleri; M.K.'nun 706, B.K.'nun 213,
1. Hukuk Dairesi         2013/9707 E.  ,  2013/13170 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : OSMANİYE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 07/02/2013
    NUMARASI : 2010/851-2013/272

    Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 82 parsel sayılı taşınmazın tarafların mirasbırakanları ile dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, yapılan uygulama ile 05.06.2012 tarihli rapor, 18.10.2012 tarihli ek- rapor ve eki krokide (A) ile gösterilen dava konusu taş yığılı 35,94 m2 yerin 82 parselin değil, komşu 81 parsel sayılı taşınmazın çapı kapsamında kaldığının saptandığı, komşu 81 parsel sayılı taşınmazın ise tarafların murisleri ile dava dışı bir çok kişi adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı, 82 parsel sayılı taşınmazda kendi kullanımındaki yere davalının taş yığmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, 82 parsele elatmanın önlenmesi isteğiyle eldeki davayı açmış ise de; keşif yapıldıktan sonraki beyanında mahalli bilirkişilerin taş yığılı olarak bildirdikleri bölüm yönünden zilyetliğe dayalı olarak istekte bulunduğunu açıklamıştır. Davacının keşifte gösterdiği çekişmeli yerin, bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen taş yığılı yer olduğu sabittir. Anılan bölümün 81 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde kaldığı açık ise de; 81 parsel sayılı taşınmazda tarafların paydaş oldukları gözetildiğinde iddianın incelenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
    Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.(Medeni Kanun)nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olayda ise; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda yeterli araştırmanın yapıldığı söylenemez.
    Hal böyle olunca; mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, 81 parsel sayılı taşınmazda fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının belirlenmesi, özel parselasyon ya da fiili kullanma biçimi oluşmuş ise dava edilen bölümün davacının kullanımına bırakılıp bırakılmadığının açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi