20. Hukuk Dairesi 2014/3671 E. , 2014/6824 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki Medeni Kanunun 713. maddesi uyarınca açılan tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 11/06/2013 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 24.06.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar vekili Av.... ile diğer taraftan Hazine vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacılar vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyü, ... Mevkiinde bulunan 25 – 30 dönüm yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının vekil edenleri yararına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacı vekil edenleri adına tescilini istemiştir.Davalı ... ve ... Köyü Tüzel Kişiliğine yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamışlardır.Davalı Hazine vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın ormanla ilişkisinin bulunduğunu, orman araştırmasının yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini ve taşınmazın Hazine adına tescilini savunmuştur.
Mahkemece, teknik bilirkişi... tarafından düzenlenen 14.05.2008 havale tarihli raporda (B) harfiyle gösterilen 5508 m² yüzölçümlü taşınmaz hakkındaki davanın kabulüyle birer pay oranında davacılar, aynı krokide (A) ve (C) harfleriyle işaretlenen taşınmaz bölümlerinin ise Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin verilen karar, davalı Hazine vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından 21.09.2010 gün 2010/2630-4232 sayılı karar ile (A) harfli bölüm yönünden onanmış, (B) ve (C) harfli bölümler yönünden bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [...teknik bilirkişinin raporunda (A) harfiyle gösterilen ve Hazine adına tesciline karar verilen taşınmaz bölümüne ilişkin imar ve ihya ile zilyetlik koşulları gerçekleşmediğinden, bu bölüme ilişkin verilen kararın onanması,
Bilirkişinin raporunda (C) harfiyle belirlenen taşınmaz bölümünün daha önce 657 sayılı parsel numarasıyla tarla olarak tesbit ve tescil edilen parsel içinde kaldığı, bu taşınmazın tapulama mahkemesinin 07.11.1958 tarih, 1957/176 - 1958/507 sayılı kararı gereğince hükmen orman olduğu, davacılar tarafından 657 sayılı parsele karşı açılan herhangi bir dava ve istekleri olmadığı halde krokide (C) harfiyle gösterilen ve 657 sayılı parsel içinde kaldığı teknik bilirkişilerin raporlarıyla saptanan taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesinin HUMK."nun 74. maddesine aykırı olduğundan 657 sayılı parsel içinde kaldığı anlaşılan bu taşınmaz bölümüne yönelik davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi, Dava konusu ve kabulüne karar verilen (B) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü az yukarıda açıklandığı gibi 1958 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında “çalılık niteliğiyle” tesbit dışı bırakıldığı, bu yerin aynı zamanda makilik alan olduğu, taşınmazın orman sınırına yakınlığı, çalılık ve makilik niteliğiyle tesbit dışı bırakılmış olması gözetilerek orman ve makilik alanlarla ilgili araştırma ve incelemenin yapılması, çifte tapunun oluşumunun önlenmesi için teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi de eklenmek suretiyle kabulüne karar verilen ve (B) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının tapu sicil müdürlüğünden sorulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek (B) harfiyle ilgili bölüm hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi...] gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra; dava konusu taşınmazın, orman kadastrosunun kesinleştiği 1987 yılına kadar orman niteliğinde bulunduğu, orman sınırı dışına çıkarıldığı 07.03.1987 tarihinden dava tarihine kadar 20 yıl zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle fen bilirkişi Hüseyin Onuş tarafından düzenlenen 01.03.2013 tarihli rapor ve eki krokisinde (B) harfi ile gösterilen 5508 m² bölüme yönelik davanın reddine ve bu taşınmazın Hazine adına tesciline, aynı bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 11.08.1984 ilâ 05.12.1985 tarihleri arasında yapılıp 07.03.1987 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1987 yılında yapılarak 24.05.1988 tarihinde kesinleşen aplikasyon, orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.Genel arazi kadastrosu işlemi de 1956 yılında yapılmış ve sonuçları 30.12.1956 – 28.01.1956 tarihleri arasında ilân edilmiş ve kesinleşmiş, dava konusu taşınmaz çalılık niteliğiyle tescil harici bırakılmıştır. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (C) harfi ile gösterilen 16140,22 m² bölümünün tapulama mahkemesinin 07.11.1958 tarih, 1957/176 - 507 sayılı kararı ile tapulama harici orman olarak bırakıldığından tapu kütüğünün iptal edilerek kapatıldığı, 20.11.2012 tarih ve 28473 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kadastrosu ve 2/B Yönetmeliğinin 16/1-g maddesi uyarınca Devlet ormanı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan yerler orman olarak sınırlandırılacağından, bu bölüm üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği, aynı orman bilirkişi ve ziraat bilirkişi raporlarında (B) harfi ile gösterilen 5508 m² bölümün 1986 yılı hava fotoğraflarında ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmadığı, imar ve ihyanın dava tarihinden 1-5 yıl önce yapıldığı, kayalık ve taşlık arazi niteliğinde olduğu anlaşıldığından (B) harfli bölümüne ilişkin olarak da 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluşmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşma tarihi itibariyle hesaplanan 1.100.- TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı Hazineye verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 24/06/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.