21. Hukuk Dairesi 2018/3941 E. , 2019/2665 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, 07/01/2013 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahibi eş, baba, kardeş ve çocuklarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı eş Betül lehine 195.631,13 TL maddi, 70.000,00 TL manevi, Davacı çocuk ...... lehine 29.194,46 TL maddi, 40.000,00 TL manevi, Davacı çocuk ...... lehine 69.282,65 TL maddi, 40.000,00 TL manevi, Davacı çocuk ...... lehine 133.258,49 TL maddi, 40.000,00 TL manevi, davacı baba Hüsamettin’in maddi tazminat talebinin reddi ile 10.000 TL manevi, Davacı kardeşler.........’ın her biri lehine ayrı ayrı 4.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, Mahkemenin 24/11/2015 tarihli ilk kararının, Dairemizin 18/09/2017 tarih ve 2016/3449 esas, 2017/6418 karar sayılı ilamıyla maddi tazminat hesabında ilk peşin sermaye değerinin rücuya kabil kısmını tenzil eden seçeneğin hükme esas alınması ve davacı eş ve çocukların her biri lehine takdir edilen manevi tazminatın ayrı ayrı az olduğu dikkate alınarak, davacı eş ve çocuklar lehine adalete uygun manevi tazminat takdir edilmesi yönünden bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılamada yukarıda açıklandığı üzere davacı eş ve çocuklar lehine hakkaiyete uygun miktarda manevi tazminata karar verildiği, ancak maddi tazminat yönünden bozmada işaret edilen hesap seçeneği yerine, hesap bilirkişiden alınan 31/01/2018 tarihli rapora itibar edilerek karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/03/2002 tarih ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile Mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma yükümlüğü doğar. Bu ilke Usul Kanunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtayın bozma kararına uymuş olan Mahkemenin, bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükmünü tesis etme zorunluluğu vardır.
Öte yandan bu aşamada usuli kazanılmış hak kavramına değinmenin faydalı olacağı açıktır. Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda, manevi tazminata ilişkin bozmaya uygun karar verilmesi yerinde ise de; madi tazminat yönünden bozma kararında 26/08/2015 tarihli hesap raporunda ilk peşin sermaye değerinin rücuya kabil kısmını tenzil eden seçeneğin hükme esas alınmasına işaret edildiği, mahkemece bu bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak da dikkate alınarak, işaret olunan hesap raporu seçeneğine göre davacı eşin maddi tazminat isteminin gelirle karşılanması nedeniyle reddine, davacı çocuk ...... lehine 70,87 TL, davacı çocuk ...... lehine 14.634,00 TL, davacı çocuk ...... lehine ise 42.949,64 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hesap bilirkişiden yeniden rapor alarak alınan bu rapora itibarla maddi tazminata hükmedilmesi hatalı olmuştur.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı tarafa iadesine, 08/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.