3. Hukuk Dairesi 2013/10597 E. , 2013/11385 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalılar ... ve ark. aralarındaki vasiyetnamenin tenfizi davasına dair ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.02.2011 günlü ve 2008/180 E.-2011/42 K.sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 17.10.2012 günlü ve 2012/14841 E.-2012/22907 K.sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında açıklanan gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440.nci maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE ve 219.00-TL.para cezasının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, 02.07.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetname, ölüm halinde hukuki sonuç doğurur. TMK"nun 542-544.maddelerindeki düzenlemeye göre, mirasbırakan yeni vasiyetname düzenleyerek ya da öncekini yok ederek veya ilk vasiyetnameden sonra yapacağı sağlararası bir tasarruf ile ölümüne kadar her zaman vasiyetnameden dönebilir. Vasiyetten dönmenin gerçekleşmesi için, sonraki sağlararası kazandırmanın geçerli bir satışa dayanması gerekir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları da bu şekildedir. Sayın çoğunluk ile bu konuda düşünce farklılığımız yoktur. Ancak, somut olayın özelliği vardır.
Somut olayda; mirasbırakan önce davaya konu vasiyetname ile maliki olduğu evi karşılıksız (ivazsız) olarak doğrudan muayyen mal vasiyeti ile davacıya bırakmış, yine aynı vasiyetname ile başka taşınmazını da mirasçısı ..."a vasiyet etmiştir. Sonradan yaptığı miras mukavelesi şeklinde düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle aynı taşınmazını davacıya devir etmek suretiyle, davacı yönünden vasiyetnamenin şartlarını daha da ağırlaştırarak ivazlı hale getirmiştir. Sonradan yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesi yasaya uygun olup, bağış ve mirasçılarından mal kaçırmak amacı ile yapılmadığı da tartışmasızdır. Davacı tarafından ölünceye kadar bakma sözleşmesi koşulları yerine getirilmediğinden, mirasbırakan sağlığında, davacıya verdiği ve vasiyete konu taşınmazın tapu kaydının iptali konusunda dava açmıştır. Tapu iptal davasının devamı sırasında bakım alacaklısı mirasbırakanın ölümü üzerine, davaya mirasçıları tarafından devam edilmiş ve davacının bakım borcunu yerine getirmediğinden, ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle bırakılan taşınmazın tapusu iptal edilerek mirasçılar adına tescil edilmiştir.
Sayın çoğunluğun dayandığı, Hukuk Genel Kurulunun 06/11/2002 günlü 2002/2-874 E.- 893 K.sayılı ve 19/09/2012 tarihi; 2012/3-235 E.-600 K.sayılı kararlarının somut olayla ilgisi yoktur. Bu kararlara konu olan olaylarda, mirasbırakanın ölümünden sonra, mirasçılar tarafından muris muvaazası nedeniyle tapu iptal davası açılmış ve murise bağlı nedenle tasarruf iptal edilmiş ve böylece muvaaza nedeniyle sonraki tasarruf yapıldığı tarihten itibaren geçersiz hale gelmiştir. Olayımızda ise, karşılığı olan (ivazlı) şekilde iki tarafa borç yükleyen ve geçerli olan ölünceye kadar bakma akdi ile yapılan tasarruf ile muris vasiyetten dönmüştür. Kısaca, muayyen mal vasiyetini ivazlı hale getirmiştir. Muris tarafından açılan dava sonucunda yapıldığı sırada geçerli olan tasarruf, davacının bakma edimini yerine getirmediği gerekçesi ile iptal edilmiştir.
Tapunun iptal nedeni, muvazaa olmadığından, yukarıda yazılı... Kararlarına konu olan olaylarda olduğu gibi, geçersiz bir sözleşmeden (tasarruftan) bahsedilemez. Vasiyetnameden sonra yapılan bu tasarruf geçerlidir. Vasiyetname ve sonra yapılan tasarrufta asıl olan murisin iradesine saygı ve iradesinin yaşatılmasıdır.
Yukarıda da açıklandığı gibi; muris, davacı yönünden vasiyetnamenin şartlarını ağırlaştırıp, ivazlı hale getirmekle Sayın çoğunluğun üçüncü şahıslara satım örneğinde belirttiği gibi vasiyetten dönmüştür. Murisin kendi isteğiyle iptal ettirdiği tasarruf nedeniyle dönülen vasiyetnamenin ayakta olduğu ve geçerliliğini sürdürdüğü şeklinde yorum yapılamaz. Zira, sonra yapılan baştan geçerli tasarrufla artık vasiyetten dönüldüğü de açıktır. Vasiyetname, geçerliliğini korumadığından tenfiz kararı da verilemez.
Açıklanan gerekçe ile, davanın reddedilmesi gerekirken, yazılı şekilde red kararı sonucu itibariyle doğrudur. Hükmün onanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan Sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyoruz.