20. Hukuk Dairesi 2014/3893 E. , 2014/6889 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mudanya(Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2013
NUMARASI : 2009/31-2013/34
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Ç. Köyü 129 ada 13 parsel sayılı 7450 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden zeytinlik niteliğiyle M.. İ.. adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın çalılık ve metruke yerlerden olup, Hazineye ait olduğu iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile, M. İlçesi, Ç. K.,129 ada 13 nolu parselden fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile işaretli 1179,11 m2"lik yerin davalı parselden çıkarılarak son parsel numarası verilerek mera vasfıyla Hazine adına tesbit ve tesciline, kalan miktarın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18/10/2005 gün ve 2005/8802 - 9850 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Yapılan araştırmanın yetersiz olduğu, orman kadastro tutanakları getirtilmediği gibi, öncesinin orman olup olmadığı konusunda araştırma yapılmadığı, sınırda mera bulunduğu, bu hususun yeterince araştırılmadığı, toprak tevzi komisyonu tarafından 382 sayılı parsel numarası ile belirlenen yerin sahibi ile davalının ilişkisinin belirlenmediği, kuzey sınırdaki 22 sayılı parselin dayanağı olan tapunun bu yönü metruke okuduğundan, taşınmazın öncesinin mübadil rumlardan kalması, orman ya da mera olması halinde zilyetlikle kazanılmayacağı, Hazinenin iddialarının yeterince araştırılmadığı" gereklerine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10/02/2009 gün ve 2008/17448 - 2009/1872 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmişse de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.Toprak tevzi tutanak ve haritalarında 382 sayılı parsel olarak gösterilen 14000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydı getirtilmediği gibi, 382 nolu tevzi parselinin haritası kadastro sırasında dava konusu 13 sayılı parsel ile birlikte 14 ve 15 nolu parselleri de içine aldığı halde, 14 ve 15 sayılı parseller hakkında dava açılıp açılmadığı, açılmış ise bu dosya ile birleştirilerek birlikte görülmesi düşünülmemiş, kuzey sınırda bulunan 22 sayılı parsele uygulanan tapu kaydının çekişmeli parsel yönünü metruke okuduğu, yine komşu 12 sayılı parselin toprak tevzi haritasında 750 numaralı Hazine yeri yazılı olmasına rağmen bu konu üzerinde durulup araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle; toprak tevzi harita ve tutanaklarında gösterilen 382 numaralı kaydın revizyon gördüğü 14 ve 15 sayılı parsellere ilişkin dava dosyaları var ve derdest ise, dosyalar birleştirildikten sonra yerinde fen memuru ve ziraat mühendisi bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak tevziden oluşan tapu kayıt ve krokileri yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile yerine uygulanıp, davalının dayandığı satış senedinin de bu yere ait olup olmadığı belirlenmeli, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın mera ya da kaçak ve yitik kişilerden kalma bir yer olup olmadığı, davalı ve satıcısının zilyetliğinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, tevzi dağıtım cetvelinde adı geçen A. A. K. ile taşınmazı satın alan kişiler arasındaki ilişki açıklığa kavuşturulmalı, komşu 22 sayılı parsele revizyon gören 22.11.1956 tarih 61 numaralı kaydın bu parsele uygunluğunun belirlenmesi durumunda, kaydın güney sınırının "metruke" okuması nedeniyle bu durum delilerin değerlendirilmesinde dikkate alınmalı, "metruke" ibaresinin kaçak ve yitik kişilerden kalan yeri ifade ettiği gözönünde bulundurulmalı, taşınmazın öncesinin mera olması halinde kamu orta malı niteliğindeki bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı düşünülmeli, bilirkişilere uygulamayı gösteren açıklamalı kroki ve rapor düzenlettirilmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Kabule göre de, önceki kararda mera olarak tescil edilen bölümün dahi tespit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş olması usulû kazanılmış hakkın ihlali olup, bu hususun dahi yerinde olmadığı""na değinilmiştir. Davalı M.. İ.. tarafından kararın düzeltilmesi istenmiş,dairenin 26/06/2009 gün ve 2009/9628-10846 sayılı kararı ile davalının karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, Hazine tarafından komşu 129 ada 15 sayılı parsele yönelik aynı nedenle açılan dava, eldeki dava ile birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Mudanya İlçesi, Ç. K. 129 ada 13 parsel sayılı taşınmazın davalı adına yapılan kadastro tesbitinin iptaline, (A) harfi ile işaretli 1764,23 m2 yüzölçümündeki kısmının çekişmeli parselden ifrazı ile Ç. K. 129 adaya ait en son parsel numarası ile adlandırılarak mera vasfı ile Maliye Hazinesi adına tesciline, kalan 5686,14 m2"lik kısmının tespit gibi tesciline; 129 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi N.. K.. adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosunun yapılmasına 1997 yılında 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre başlanmış, ancak çalışma sonuçları 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükümlerine göre çalışmaya başlayan kadastro müdürlüğüne verilerek, kadastro çalışmaları sonuçları ile ilân edilmiştir. Başka bir deyişle, çekişmeli parsellerin bulunduğu yerde kesinleşmiş orman kadastrosu yoktur.
Davacı Hazinenin temyiz itirazları bakımından; aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli 129 ada 13 sayılı parsel sayılı taşınmazın temyize konu 5686,14 m2 yüzölçümlü bölümü ile 129 ada 15 sayılı parselin orman sayılmayan yerlerden olduğu,1954 yılındaki toprak tevzi çalışmalarında 382 sayılı parsel olarak sınırlandırılan taşınmazın kapsamında kaldığı, bitişiğindeki aynı tevzi parseli kapsamında kalan dava dışı 129 ada 14 sayılı parselin de aynı şekilde 2004/164 E. sayılı dosyada davalı iken davanın kısmen kabulüne karar verilerek kesinleştiği, adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak; dava konusu taşınmazlardan 129 ada 15 parsel hakkında eldeki dava dosyası ile birleştirilmeden önce mahkemenin 19/10/2004 tarih 2004/165 - 139 sayılı kararı ile davacı Hazinenin davası kısmen kabul edilerek (A) harfi ile gösterilen 122,65 m2"lik bölüm ile (B) harfi ile gösterilen 476,12 m2"lik bölümün mera vasfı ile sınırlandırılmasına karar verilmiş ve bu kararı sadece davacı Hazinenin temyiz etmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/02/2006 gün ve 2006/289-801 sayılı kararı ile araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur.
Mahkemece, dava konusu 129 ada 15 sayılı parselin birleşen dosyada (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümleri açısından Hazine lehine oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınmaksızın taşınmazın tamamı hakkında davanın reddine, tesbit gibi tescile karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de, 129 ada 13 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B hükmü doğrultusunda mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmesine karar verilmesi gerekirken, Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 129 ada 15 sayılı parsele yönelik olarak BOZULMASINA 26/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.