9. Hukuk Dairesi 2017/18458 E. , 2020/2285 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacı müvekkilinin davalı işyerinde 01/01/2007-31/12/2010 tarihleri arasında, işyerinde haftanın 7 günü 06:00-18:00 saatleri arasında çalıştırıldığını, işyerinde sürekli olarak çalışmasına rağmen sigorta primlerinin eksik yatırıldığını, resmi bayram günlerinde çalıştırıldığını, dini bayram günlerinde ise izin kullandırıldığını, fazla mesai yaptığını, hafta tatili günlerinde ve resmi bayram günlerinde çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, davacının gerçek ücretinin 1.400,00 TL civarında olmasına rağmen resmiyette davacının maaşının asgari ücretten gösterildiğini, asgari ücret kadar kısmının banka kanalıyla üstünün elden ödendiğini, davacının evli ve 5 çocuklu olmasına rağmen çocuk parasının ödenmediğini, davacı ve arkadaşlarının sigorta primlerinin eksik ödenmesi ve çocuk parasının ödenmemesi üzerine haklarını istediklerini, bunun üzerine işyerinde istenmeyen kişi haline geldiklerini, akabinde işyeri sahibi ve muhasebecisinin davacı ve arkadaşlarına "aldığınız ücretin yarısına kadar çalışacaksanız çalışın" dediklerini ve ardından da işten çıkardıklarını, davacının işten çıkarılmasının hemen ertesinde başkalarının işe alındığını, davacı ile birlikte aynı nedenle yaklaşık 10 kişinin işten çıkarıldığını, davacıya kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediğini, işverenin davacı ve arkadaşlarına boş kağıda imza atarak kendisini ibra etmelerini istediğini, davacı ve arkadaşlarının tüm hakları ödendiği zaman ibra vereceklerini söylemesi üzerine işverenin davacı ve arkadaşlarını işten kovduğunu ve hemen sonra da işçiler üç gün işe gelmemiş gibi tutanak tuttuğunu ve ihtar gönderdiğini ve davacıya yıllık izinlerinin kullandırılmadığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500,00 TL kıdem tazminatı, 250,00 TL ihbar tazminatı, 500,00 TL çocuk parası,500,00 fazla mesai ücreti, 300,00 TL hafta tatili çalışma ücreti, 200,00 TL resmi bayram çalışma ücreti, 500,00 TL izin ücreti olmak üzere toplam 3.750,00 TL"nin alacağı olduğunu ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; eldeki davanın hem hizmet tespiti ve hem de alacak davası olarak açılmış olduğunu, usul ekonomisi gereği hizmet tespiti ve işçilik alacaklarının birlikte dava edilmesi imkanı olmadığını ve bu nedenle tefrik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca işyeri ve kurum kayıtları incelendiğinde davacının davalı müvekkili şirket nezdinde çalıştığı süreye ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı ve hizmet tespiti istenilmesinin mümkün olmadığını,müvekkili davalı işlerinde işin doğası gereği sabah 06:00 ila 18:00 saatleri arasında çalışma yapılmasının mümkün olmadığını, davalı işyerinde çalışmanın 16:00"ya kadar devam ettiğini ve günlük 8 saat çalışıldığını, bu süreye ara dinlenmesi ve yemek molasının da dahil olduğunu, davacının hafta sonu izinlerini kullandığını, bir işçinin hiç ara vermeden sürekli çalışmasının hayatın olağan akışına ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, sigorta primlerinin eksik yatırıldığı yönündeki iddianın puantaj kayıtları ve SGK kayıtları ile de sabit olacağı üzere dayanaksız olduğunu, davacının resmi tatillerde çalışmış olmasına rağmen ücretinin ödenmediği yönündeki iddiasının yersiz olduğunu, ibraz edilen puantaj kayıtlarında davacının bu günlerde çalışıp çalışmadığının belli olduğunu, şayet çalışmışsa karşılığının kendisine ödendiğini, davacının izin kullanmadığı iddiasının da gerçek dışı olduğunu, davalı işyerinde bir ekip olarak çalışan davacı ve arkadaşlarının memleketlerine sürekli gidip geldiklerini, gittiklerinde herhangi bir gün sınırlaması olmaksızın izin kullandıklarını, ücretin 1.400,00 TL olduğu yönündeki iddianın da gerçeği yansıtmadığını, dosyaya ibraz edilen puantaj kayıtları, SGK kayıtları ve davacının ihtirazı kayıt koymaksızın imzaladığı ücret pusulalarında da görüleceği üzere davacının ücretinin asgari ücret olduğunu, davacı tarafından talep edilen çocuk parası adı altında bir ödemenin mevzuatta bulunmadığını, tahminlerince talep edilen asgari geçim indirimine ilişkin olduğunu, davacıya asgari geçim indiriminin ödendiğini,bunun puantaj kayıtları ve ücret hesap pusulaları ile sabit olduğunu, davacı ve arkadaşlarının büyük ihtimal ile başka iş bulmaları üzerine yılbaşından sonra işe gelmediklerini, durumun tutanak ile tespit edildiğini davacı ve arkadaşlarına ihtar edildiğini ve akabinde de iş akitlerinin haklı nedenlerle taraflarınca fesih edildiğini, iş akitlerinin haklı neden fesih edilen davacı ve arkadaşlarının kıdem ve ihbar tazminatı talep etmesinin kanunen mümkün olmadığını, davacının iş arkadaşlarının üzerinde söz hakkı olması nedeniyle kendisine ve diğer arkadaşlarına verilmek üzere 2010 yılı içinde banka kanalıyla sosyal yardım adı altında 5.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacının tüm iddialarının taraflarınca ret edilirken ödenen bu tutarın şayet davacının alacağı var ise bu alacağın takas ve mahsubunu talep ettiklerini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, kıdem ve ihbar tazminatı, hafta tatili, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil alacağı, asgari geçim indirimi alacaklarının kısmen kabulüne, yıllık izin talebinin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı işveren tarafından fesih tarihinde davacı işçiye imzası karşılığında 3000 TL ödeme yapıldığı ileri sürülmüş ve dosyaya buna ilişkin banka kaydı sunulmuştur.
Dosya içinde yer alan bilirkişi raporunda ödemenin hangi işçilik alacağına yönelik olarak yapıldığının belirlenemediği gerekçesi ile mahsup işlemi yapılmamış, mahkemecede hehangi bir mahsuba gidilmeksizin davaya konu tazminat ve işçilik alacakları hakkında karar verilmiştir.
Davacının iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte ödendiği sabit olan 3000 TL"nin davaya konu işçilik alacaklarından önce muaccel olandan başlamak suretiyle mahsubu yapılmalı, bakiye bir ödemenin kalması durumunda aynı anda muaccel olan tazminat ve alacaklar bakımından eşit olarak mahsuba gidilerek karar verilmelidir. Mahkemece ödemenin bu yönden değerlendirilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.