
Esas No: 2019/17908
Karar No: 2020/8016
Karar Tarihi: 23.06.2020
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/17908 Esas 2020/8016 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Denizli (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 22/04/2010 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Denizli (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararının sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, karar tarihi itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu gerekçesiyle temyiz isteğinin reddi ile inceleme konusu diğer suç olan tehdit suçu yönünden bozulmasına dair Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 03/12/2015 tarihli ve 2013/29743 esas, 2015/39106 karar sayılı ilâmı üzerine, dosyanın yeni esasa kaydedilmesi suretiyle tekrar ele alınarak sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Denizli 10. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 04/05/2016 tarihli ve 2016/235 esas, 2016/641 sayılı kararı ile Denizli (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 07/10/2019 gün ve 2019/85181 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “ 1.Mahkemenin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararı bakımından yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/11. maddesinde yer alan, "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurulabilir" şeklindeki düzenleme karşısında, mahkemece duruşma açılarak, sanığın duruşmaya çağrılması, varsa diyecekleri sorularak yapılan yargılama sonucuna göre aynı Kanunun 230. maddesi uyarınca hüküm fıkrasında bulunması gereken bütün hususlar da gözetilerek yeniden hüküm kurulması ve bu hükmün açıklanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2. Mahkemenin 04/05/2016 tarihli ve 2016/235 esas, 2016/641 sayılı kararı bakımından yapılan incelemede;
Mahkemenin Denizli (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/04/2010 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine hükmün açıklanmasına ilişkin Denizli (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararının temyiz isteğinin reddi kararı ile kesinleştiği gözetilmeksizin, inceleme dışı tehdit suçu yönünden bozma ilâmı üzerine; hakaret suçu bakımından, hükmün tekrar açıklanarak sanığın mükerrer olacak şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Bir nolu isteme yönelik incelemede;
İnceleme konusu olayda, sanık hakkında hakaret suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, denetim süresi içinde suç işlediğinden bahisle duruşma açılmadan Denizli (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararıyla açıklandığı anlaşılmaktadır. CMK"nın 231/11. maddesinde yer alan, "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurulabilir" şeklindeki düzenleme karşısında, mahkemece duruşma açılarak, sanığın duruşmaya çağrılması, varsa diyecekleri sorularak yapılan yargılama sonucuna göre aynı Kanunun 230. maddesi uyarınca hüküm fıkrasında bulunması gereken bütün hususlar da gözetilerek yeniden hüküm kurulması ve bu hükmün açıklanması gerektiği gözetilmeden, Denizli (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararında sanığın savunma hakkını kısıtlayacak biçimde duruşma açılmaksızın karar verilmesi hukuka aykırıdır.
İki nolu isteme yönelik incelemede;
İnceleme konusu olayda, sanık hakkında hakaret ve tehdit suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, denetim süresi içinde suç işlediğinden bahisle Denizli (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararıyla açıklandığı, bu kararın sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 03/12/2015 tarih, 2013/29743 esas, 2015-39106 sayılı kararıyla hakaret suçundan açıklanan hükmün kesin olması nedeniyle temyiz isteğinin reddine, tehdit suçundan kurulan hükmün ise duruşma açmadan savunma hakkını kısıtlayacak biçimde karar verildiğinden bahisle bozulduğu, bozma sonrası mahkemece hakaret suçundan verilen hükümle ilgili temyiz isteğinin reddine karar verilip hükmün kesinleştiği halde Denizli 10. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 04/05/2016 tarihli ve 2016/235 esas, 2016/641 sayılı kararıyla hakaret suçundan yeniden kurulan hüküm yok hükmünde olduğu anlaşılmakla, bu yönde bozma isteyen kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
1- İki nolu istemle ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- Bir nolu isteme ilişkin olarak, hakaret suçundan sanık ... hakkındaki Denizli ( Kapatılan ) 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA;
3- Denizli ( Kapatılan ) 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 06/09/2011 tarihli ve 2010/149 esas, 2010/316 sayılı kararına ilişkin olarak CMK"nın 309. maddesinin 4-b fıkrası gereğince sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 23/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.