20. Hukuk Dairesi 2013/2129 E. , 2014/6963 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., kadastro sırasında... Köyü 3205 parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğundan zilyedinin kendisi olduğunun tespit edildiğini, ancak, fiilî kullanım durumuna göre yüzölçümünün daha fazla olması gerektiğini ileri sürerek, 3205 parsel sayılı taşınmazın dışında bırakılan bu fazla kısmın hazine adına tescilini ve 3205 parsel sayılı taşınmaza tevhidini ve bu bölümün de kendisinin kullanımında olduğunun tespit ve tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine; HUMK"nun 193. maddesi gereğince kararın kesinleşmesi sonrasında 10 günlük yasal süre içinde başvurulması halinde dosyanın yetkili ve görevli ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine görevsizlik kararı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20/06/2011 gün ve 2011/3683 E. - 7676 K. sayılı kararı ile hüküm kısmına tutanak aslının olağan yollardan kesinleştirilmek üzere tutanakların devri halinde tapu müdürlüğüne aksi takdirde kadastro müdürlüğüne devrine, cümlesi yazılmak suretiyle düzelterek onanmış, kesinleşmesi ve talep üzerine dava dosyası sulh hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece, Hazine aleyhine açılan davanın kabulüne, 3205 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün, harita bilirkişisi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 153,41 m2"lik kısmın da eklenmesi sureti ile 302,62 m2 olarak tespiti ile tapuya tesciline, kadastro müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından eksik araştırma ile karar verildiği ve re"sen incelenecek nedenlere dayanılarak temyiz edilmiştir.Dava zilyetliğin tesbit istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1940 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 21/05/1993 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Kullanım kadastrosuna başlamadan önce, ilk olarak 2/B paftalarının aplikasyonları yapılır, varsa teknik hatalar düzeltilir ve kullanım kadastrosu bu sınırlar içinde yapılır. Kullanım kadastrosu çalışmasına tâbi 2/B parseli içinde bulunduğu halde, aplikasyon ve teknik hatanın düzeltilmesi çalışmaları sırasında yapılan yanlışlıklar sonucu kullanım kadastrosu sınırları içine alınmayan taşınmazlar varsa; kadastro komisyonunun, 2/B niteliğiyle kesinleşen bir taşınmazın bu alan dışında bırakma yetkisi bulunmadığından; bu taşınmazların 2/B niteliğiyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun ve kullanıcısının tesbiti amacıyla dava açılabilir ise de tapuya tescili ancak 2/B niteliğindeki taşınmazların maliki Hazine tarafından istenebilir.
Somut olaya gelince; davacı, kullanım kadastrosu sırasında, 2/B parseli kapsamında olduğu halde aplikasyon ve teknik hataların düzeltilmesi işlemi sırasında 2/B parselinin bir bölümünün kullanım kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı ve bu bölüm üzerinde kalan bir kısım taşınmazların kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak, söz konusu taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tescili ve kendi adına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmış, mahkemece talep kabul edilerek dava konusu yerin Hazine adına tesciline karar verilmiş olması yukarıda açıklanan nedenle doğru olmadığı gibi çekişmeli taşınmazın niteliği konusunda yapılan araştırma da yeterli değildir. Şöyle ki; aynı gün temyiz incelemesi yapılan Dairenin 2012/13351, 2013/2129 ve 2013/5816 Esas sayılı mahkemenin ise 2012/12, 2011/227 ve 2011/29 Esas sayılı dosyalarında dava konusu taşınmazların P.I numaralı 2/B poligonu içinde kaldığı, ancak, hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporlarında tesbit edilen 2/B sınır noktaları arasında açı, eğim, yön ve uzaklık bakımından benzerlik bulunmadığı gibi dosyada bulunan aplikasyon ve 2/B haritası ile de benzerlik bulunmamaktadır. Orman kadastro haritası ile çelişen bilirkişi rapor ve krokisine dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle kesinleşmiş orman tahdit ve 2/B tutanakları, haritaları, bu haritaların tesisine esas ölçü krokisi, ölçü ve hesap çizelgeleri getirtilmeli, bundan sonra Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda bir uzman orman mühendisi, bir harita mühendisi bilirkişiden oluşacak fen bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, uzman bilirkişi kurulu eliyle, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan orman sınır düzeltme çalışmasının, kesinleşmiş orman kadastrosu ve 2/B çalışması tutanak ve haritalarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı araştırılmalı; kesinleşmiş orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B haritaları ile Ek 4. madde gereğince düzeltilen 2/B kullanım kadastrosu sınırlarına ilişkin paftalar, ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmazın ve komşu taşınmazların konumları işaretlenmeli; orman kadastro haritasındaki sınır noktaları, aplikasyon haritasındaki sınır noktaları ve Ek-4 çalışmasıyla düzeltilen orman sınır noktaları, kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle bilirkişilerden denetime elverişli rapor ve harita alınarak 2/B parseli sınırı ile EK-4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sınırının çakışıp çakışmadığı; çakışmıyorsa, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 2/B sahası içinde kalıp kalmadığı kesin ve denetime elverişli şekilde saptanmalıdır. Yapılacak inceleme ve araştırma sonunda, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin Ek-4. madde uyarınca yapılan düzeltme sınırının dışında ancak kullanım kadastrosuna tâbi olan 2/B sahasının içinde olduğunu ve davacının kullanımında olduğu anlaşılması halinde, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 2/B niteliğiyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun ve kullanıcısının davacı olduğunun tespitine; Ek-4. madde uyarınca oluşturulan sınır hattının doğru olduğu ve çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 2/B sahası dışında kaldığının anlaşılması halinde ise davanın reddine karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan şekilde inceleme yapılmaksızın ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 30/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.