3. Hukuk Dairesi 2013/7471 E. , 2013/11533 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vek.Av. ... geldi. Aleyhine temyiz olunan davacılar vek.Av. ... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 03.07.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin davalının bayisi olan dava dışı ... ve ...."den 24.12.2006 tarihinde 65.537 TL"lik çeşitli mutfak malzemelerinden oluşan fırın, gazlı ocak v.s aldığını, paralarının bir kısmını peşin bir kısmının taksitli olarak dava dışı bayiye ödediklerini, ancak müvekkillerinin evlerinde tadilat olması nedeniyle aralarındaki sözleşmeye göre alınan malların bilahare müvekkillerine sevkiyatının ve teslimin yapılacağının kararlaştırıldığını, ancak bayinin iflas etmesi neticesinde alınan malların bedellerinin ödenmesine rağmen teslim edilmediğini, müvekkillerinin bu nedenle mağdur olduklarını, davalı ithalatçı (üretici) firmanın bayinin eyleminden dolayı sorumlu olduğunu, bu nedenle davalı hakkında icra takibi yapıldığını davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğu ileri sürülerek itirazın iptali ve icra inkar tazminatanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davacılar ve müvekkili aralarında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, müvekkiline ödenen bir bedelin sözkonusu olmadığını, bayinin eylemlerinden dolayı müvekkilinin sorumlu olamayacağını ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4.maddesinde belirtilen ayıplı mallar nedeniyle tüketicinin uğradığı zararlardan satıcının (bayinin) ve üreticinin (davalının) müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davacıların dava dışı bayiden 65.537 TL"lik ürün satın aldıklarını, bedellerini ödediklerini, bayinin iflas etmesi nedeniyle malların teslim edilmediğini, daha sonra 10.04.2009 tarihinde aynı malların davalı üretici şirket tarafından daha ucuza 41.384 TL"ye davacılara satıldığını, böylece davalının dava dışı bayisinin teslim etmediği ürünleri büyük bir indirim yaparak davacıya satmasıyla bir nevi bayisinin kusurunu örtmek ve kendi ünvanını korumak amacıyla ürünlerin aynısını davacı tarafa teslim etmek suretiyle, davacı tarafın iddaalarını da zımnen kabul ettiğini, bu nedenlerle davacının dava konusu ürünlerin teslim edilmemesinden dolayı, ikinci kez ödemek zorunda kaldığı 41.384 TL kadar zararın oluştuğunu, bu bedelin davalıdan haksız zenginleşme kuralları gereğince talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 41.384 TL üzerinden takibin devamına ve bu bedel üzerinden %40 icra inkar tazminatına hükmolunmuş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davadaki uyuşmazlık, davacı tarafın 24.12.2006 tarihli teklif formuna göre davalının dava dışı bayisi olan ...ve ..."den daha sonra teslim edilmek şartıyla satın aldıkları ve bedelini ödedikleri mutfak ürünlerinin dava dışı bayinin iflas etmesi nedeniyle malların teslim edilmemesinden kaynaklanan zararın davalı üretici firmadan tahsili talebine ilişkindir.
4077 sayılı yasaya göre Tüketicinin dava dışı bayiden (satıcıdan) satın aldığı ürün zararlarından dolayı üreticinin (somut olayda davalının) sorumlu olabilmesi için 4.maddesinde belirtilen ayıplı mal satışı ve 7.maddesinde belirtilen kampanyalı mal satışı olması gerekir. Yerleşmiş Yargıtay Uygulamaları bu yöndedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/4-101 E-2009/139 K.)
Somut olayda; davacı tarafın 4077 sayılı Yasanın 4.maddesi kapsamındaki ayıplı mal satışı iddiası yoktur. Kaldı ki mallar teslim edilmediğinden ayıplı mal sözkonusu olamaz. Yine, davacı tarafın aynı yasanın 7.maddesinde belirtilen kampanyalı satışa ilişkin iddiası olmadığı gibi böyle bir satışta yoktur. Davalı tarafın sonradan aynı malları daha düşük bedelle davacılara satmış olması zımni kabul anlamına da gelmez. Dava dışı bayiinin (satıcı) eyleminden davalı (üretici) sorumlu değildir. Davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.