3. Hukuk Dairesi 2013/8099 E. , 2013/11555 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; davalının tarlasını, taraflar arasında Karapınar Noterliğinin 08.09.2000 gün ve 3934 yevmiye nolu ""Tarla Ortaklık Sözleşmesi"" ile sözleşmenin yapıldığı tarihten başlamak üzere müvekkiline sulu şartlarda tarım yapmak üzere on yıllığına tarla ortaklığına verdiğini, tarafların 01.08.1993 tarihinde başlamak üzere 2000 yılına kadar aralarında yazılı herhangi bir ortaklık sözleşmesi olmadan tarla ortaklığı yaptıklarını, 08.09.2000 tarihli sözleşme ile ortaklıklarını uzatarak yazılı şekle bağladıklarını, sözleşme içeriğinde, tarla içerisinde bulunan derin sulama kuyusu, bu kuyuya ait elektrik hattı, elektrik trafosu, kuyu pompası ve sair müştemilatın mülkiyetinin ½ payının davalıya ½ payının davacıya ait olduğu, ortaklık sözleşmesi süresi dolduğunda bunların taraflar arasında payları nazara alınarak tasfiye edileceğinin açıkça belirtildiğini, davalının 26.06.2007 tarihinde tarlasını üzerindeki sulama kuyusu ve teferruatı ile birlikte tapuda ... isimli kişiye sattığını ve taşınmazı teslim ettiğini, ..."un ise 19.12.2008 tarihinde ... isimli kişiye tapuda satarak teslim ettiğini, müvekkilinin ortaklığa konu tarlanın davalı tarafından dava dışı kişilere satışından sonra kuyu ve teferruatının ½ payının maliki olmasına rağmen kuyudan ihtiyacını karşılayacak şekilde istifade edemediğini, son aylarda tarla sahibinin baskı ve tehdidi nedeniyle ürünlerine hiç su alamadığını, taraflar arasındaki ortaklığın, sözleşmeye konu taşınmazın 26.06.2007 tarihinde davalı tarafından üçüncü kişiye satışı sonucu fiilen sona erdiğini belirtere,k müvekkilin payına isabet eden derin sulama kuyusu, kuyuya ait elektrik hattı, elektrik trafosu, sulama kuyusu pompası, elektrik panosu, kuyu ruhsatı, borular ve sair teferruatlarının bedelleri olan 20.000 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; tarla ortaklık sözleşmesinin 08.09.2000 tarihinde imzalandığını, sözleşme içeriğine göre sözleşmenin başlangıç tarihinin 01.09.1993 olduğu ve süresinin 10 yıl olduğunu, sözleşmenin bitiş tarihinin 01.09.2003 olduğunu, davanın yeni malike karşı açılması gerektiğini belirterek öncelikle zamanaşımı süresi ve husumet yokluğu nedeniyle, ayrıca davacnın iddialarının mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin başlangıç tarihinin 01.09.1993 olduğu ve süresinin 10 yıl olarak belirlendiği, sözleşmeye göre taraflar arasındaki adi ortaklığın 01.09.2003 tarihinde sona erdiği, bu tarih itibariyle tasfiyesinin gerektiği, dava tarihi ile adi ortaklığın sona erdiği tarih arasında 5 yıldan fazla zamanın geçtiği, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 620 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir.
Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.(TBK. 620/1 md.)
Adi ortaklık ilişkisi, TBK"nun 639. maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir.
Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır.
Somut olayda taraflar arasında 08.09.2000 tarihinde Karapınar Noterliğinde ""Tarla ortaklık sözleşmesi"" düzenlendiği ve taraflar arasında adi ortaklığın mevcut olduğu hususları uyuşmazlık konusu değildir.
6098 sayılı TBK" nun 147/4 maddesi gereği, bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasında açılmış bulunan davalar hakkında beş yıllık zaman aşımı uygulanır (818 sayılı BK. m. 126/4). Zaman aşımı alacağın muaccel olduğu tarihten başlar (TBK. m. 149).
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile özellikle tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 1993 yılında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu, tarafların adi ortaklığı 08.09.2000 tarihindeki sözleşme ile yazılı hale getirdikleri, süresinin 10 yıl olduğu ve sözleşme içeriğinde ortaklığın başlangıç tarihinin 01.08.1993 olduğu anlaşılmakla birlikte, taraflar arasındaki adi ortaklığın, davalı tarafından ortaklığa konu taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye satışı tarihine kadar devam ettiği ve taşınmazın üçüncü kişiye satışı ile ortaklığın son bulduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre; davalı tarafından ortaklığa konu taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye satış tarihi olan 26.06.2007 ile dava tarihi olan 30.07.2010 tarihi arasında TBK" nun 147/4 maddesinde belirtilen beş yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından, mahkemece, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.