16. Hukuk Dairesi 2014/6481 E. , 2014/4576 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSPİR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2008/131-2013/39
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 28.01.2014 gün ve saatte temyiz eden M.. A.. vekili Avukat M.E. A. geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Çamlıkaya Beldesi çalışma alanında bulunan 308 ada 2 ve 374 ada 52 parsel sayılı 20802 ve 11480.84 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, komisyon tutanağı ile tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Memet oğlu M.. A.. adına tespit edilmiş; 374 ada 52 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın beyanlar hanesinde krokisinde (A) harfi ile gösterilen su deposunun Çamlıkaya Belediyesine ait olduğu ile krokisinde (C) harf ile gösterilen ahırın Dursun oğlu Mehmet Türker’e ait olduğu gösterilmiştir. Davacı Dursun oğlu M.. T.. vekili, yasal süresi içinde çekişmeli 374 ada 52 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün davacıya ait olduğu iddiasına dayanarak; davacı Ç.. B.. vekili, yasal süresi içinde, çekişmeli 308 ada 2 parsel sayılı taşınmazın öncesinde meteoroloji istasyonu ve binası iken bu istasyonun kapatılması ile arsasının Belediyeye devredildiği, çekişmeli 374 ada 52 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün Belediyeye ait olduğu iddialarına dayanarak dava açmışlardır. Yargılama sırasında davacı ve karşı davalı M.. A.. tarafından 16.4.2009 tarihli dava dilekçesi ile davalılar Memet ve M.. T..’e yönelik Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine devredilmiştir. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davacının davasının kısmen kabul-kısmen reddi ile Erzurum Çamlıkaya Beldesinde kain 374 ada 52 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın Mehmet Türker adına ahır ve arsası olarak, (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımların arsa vasfı ile Çamlıkaya Beldesi Tüzel Kişiliği adına, (D) harfi ile gösterilen ve içindeki yapıları da içeren kısmın evler, ahır ve arsaları vasfı ile M.. A.. adına aynı adada son parsel numarası verilme kaydı ile tapuya kayıt ve tesciline, Çamlıkaya Beldesinde kain 308 ada 2 parsel sayılı taşınmazın arsa vasfı ile M.. A.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Ç.. B.. vekili ile davalı ve karşı davacı M.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; uzman bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen bölümün davalı ve karşı davacı M.. A..’a ait olduğu, (C) harfi ile gösterilen bölümün yamaç arazi olduğu, (B) harfi ile gösterilen bölüme kamuya ait bir su deposu inşa edilmiş olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de, mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye
yeterli bulunmamaktadır. Kadastro tespitleri ile davalı ve karşı davacı M.. A..’ın dayanağını oluşturan 25.12.1985 tarihli ve (3) numaralı tapu kaydı İspir Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.10.1985 tarihli ve 1985/41 Esas; 121 Karar sayılı tescil ilamı ile oluşmuş olup krokisi bulunmaktadır. Mahkemece, davalı ve karşı davacı M.. A..’ın dayanağını oluşturan tapu kaydı mahalline uygulanarak yöntemince kapsamı belirlenmeden karar verilmiştir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; öncelikle davacının dayanağını oluşturan ve oluşumuna esas tescil dosyası getirtilmiş tapu kaydı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesinde düzenlenen ilkeler doğrultusunda mahalline uygulanarak yöntemince kapsamı tayin edilmeli, keşfe katılacak fen bilirkişiden kayıt kapsamını gösterir rapor alınmalıdır. Tapu kaydının tesciline esas ilamın, tescil ilamında taraf olan Ç.. B.. yönünden kesin hüküm oluşturacağı tartışmasızdır. Tapu kaydı mülkiyet belgesi olduğu için, tapu kaydı kapsamında kalan bölümün tapu kaydı maliki tarafından kullanılmamasının da tapunun geçerliliğini etkilemeyeceği açıktır. Bu nedenle Ç.. B.. ile M.. A.. arasındaki çekişme yönünden çekişmeli taşınmazın tapu kaydı kapsamında kaldığı belirlenecek bölümü yönünden tapu kaydına değer verilerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalmadığı belirlenecek bölümü yönünde, tespit günü itibariyle kim veya kimler yararına edinme koşullarının oluştuğu yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup saptanarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmelidir. Aynı şekilde, mülkiyet belgesi olan tapu kaydının herkese karşı ileri sürülebileceği tartışmasızdır. Ancak, çekişmeli taşınmazın bazı bölümlerinin davacı ve karşı davalı M.. T.. tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır. Tapu kaydının oluşumuna esas tescil ilamında M.. T.. taraf olmadığı için tescil ilamının M.. T.. yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı ve tapu kayının M.. T..’i bağlamayacağı açıktır. Hal böyle olunca; davacı ve karşı davalı M.. T..’in kullanımında olan bölümün öncesinde kime ait olduğu, kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, kullanımın kimden M.. T..’e geçtiği gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından sorulup saptanmalıdır. Beyanları arasında doğabilecek çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmesine çalışılmalıdır. Bu şekilde yapılacak araştırma ile, davacı ve karşı davalı M.. T..’in kullanımında olup aynı zamanda M.. A..’ın dayanağını oluşturan tapu kaydının kapsamında kaldığı belirlenecek bölüm yönünden, tapu kaydının oluşum günü itibariyle M.. T.. adına edinme koşullarının oluşup oluşmadığı tartışılıp değerlendirilerek; tapu kaydının kapsamı dışında kalan bölüm olması halinde ise bu bölüm üzerinde bölüm yönünden tespit tarihine kadar kim veya kimler lehine edinme koşullarının oluştuğu tartışılıp değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususların göz ardı edilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100.00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, duruşmada kendisini vekille temsil ettiren davacı M.. A.."a verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.