20. Hukuk Dairesi 2013/4487 E. , 2014/7060 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Bakanlık ve Hazine vekili ile katılan ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında sayılı taşınmaz, tapu kaydına dayanılarak gerçek kişi adına tesbit edilmiş, daha sonra yenileme kadastrosu sonucu 128 ada 1 parsel numarasını alarak satış nedeniyle davalı adına tapuya tescil edilmiştir.
Davacı vekili, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla adına orman rejimi dışına çıkarıldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 128 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına tapuya tescili yolunda verilen karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.05.2012 gün ve 15982-6918 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "6831 sayılı Orman Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2., 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet Ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Kanunla yapılan düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi" gereğine değinilmiştir.
Bozma kararına uyulduktan sonra yargılama devam ederken Orman Yönetimi taşınmazın tamamının eylemli orman olduğu iddiasıyla davaya harçlı katılmış, taşınmazın orman vasfıyla adına tescili, tapu kaydı üzerindeki tüm şerhlerin terkini ve davalının taşınmaza yönelik müdahalesinin men"ini talep etmiştir. Davacı, taşınmazın eylemli orman olduğu iddiasıyla davasını ıslah etmiş, taşınmazın eylemli orman olan kısmının tapusunun iptali ile orman vasfıyla adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece, alınan ek rapora göre taşınmazın eylemli orman olmadığının anlaşılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile katılan ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmaz ile eylemli orman niteliğindeki taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1959 yılında genel arazi kadastrosu, 21.11.1991 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına kararın dayandığı gerekçeye ve davacı çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında kaldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açmış olup, her ne kadar mahkemece daha önce kurulan hüküm Dairece 6292 sayılı Kanunun gözönünde bulundurulması gereğine değinilerek bozulmuş ve bozma sonrası tarafından dava ıslah edilerek eylemli orman iddiasında bulunulmuş ise de, mahkemece alınan ek bilirkişi raporunda taşınmazın eylemli olarak orman niteliğinde olmayıp tarla niteliğinde bulunduğunun belirtilmesi karşısında, davacı bozma sonrası yaptığı ıslah da geçerli kabul edilemeyeceğinden, davası yönünden, "davanın reddine" değil 6292 sayılı Kanun gözönünde bulundurularak "davadan vazgeçmiş sayılmasına" karar verilmesi gerekmektedir. Ancak, bozma kararından sonra Orman Yönetimi tarafından harçlı dilekçe verilmek suretiyle taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya aslî müdahalede bulunulduğundan ve Orman Yönetimi, müdahale davası yönünden davacı konumunda olduğundan, taşınmazın orman olmadığı gerekçesi ile davanın tümden reddine karar verilmiş olması sonucu itibariyle doğru olup hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 03/07/2014 günü oy birliği ile karar verildi.