4. Hukuk Dairesi 2016/15709 E. , 2019/840 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/01/2013 gününde verilen dilekçe ile 2330 sayılı Kanun"a dayalı rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/11/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, 2330 sayılı Kanun uyarınca ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; 31/08/2011 tarihinde davalının sevk ve idaresindeki araçla polis memuru olarak görevli bulunan dava dışı ..."ün kullanmış olduğu motorsiklete çarpması sonucunda polis memurunun vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığını, bu nedenle polis memuruna 2330 sayılı Kanun gereğince nakdi tazminat ödendiğini beyan ederek, komisyon kararı ile ödenen meblağın rücuen tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; kaza tespit tutanağına göre davalının sevk ve idaresindeki araç ile tam kusurlu olarak polis memuruna çarptığı gerekçesi ile nakdi tazminat komisyon karar tarihindeki veriler hükme esas alınarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
a) Davalı hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan kamu davası açıldığı; dava dışı polis memuru ..."ün şikayetten vazgeçmesi nedeniyle ... Kapatılan 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/671 esas 2011/584 sayılı kararı ile kamu davasının düşürülmesine karar verildiği ve belirtilen dosyada kusur tespiti bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, somut olayda davalının kusur durumu tespit edilmeden, 31/08/2011 tarihli kaza tespit tutanağı esas alınarak davalı tam kusurlu kabul edilmiştir. Şu durumda mahkemece, tarafların kusur durumlarının belirlenmesi için konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı, açık ve denetime elverişli rapor alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
b) Dosya kapsamından; davalının nakdi tazminat ödemesini gerektiren haksız eyleminin 31/08/2011 tarihinde gerçekleştiği, davacı idarenin ise 06/06/2012 tarihli Nakdi Tazminat Komisyonu kararı ile karar tarihindeki verilere göre belirlenen nakdi tazminatı yaralanan dava dışı polis memuruna ödediği anlaşılmaktadır.
Haksız eylem sonucu oluşan zarar olay gününde gerçekleşmiş olduğundan, davalının sorumlu tutulacağı tazminat miktarı da olay günündeki verilere göre belirlenmelidir. 2330 sayılı Kanun’un 3. maddesinde yaralanan görevliye ödenecek tazminatın karar günündeki en yüksek Devlet memuru aylığı esas alınarak hesaplanacağı belirtilmekte ise de, buna göre hesaplanıp ödenen nakdi tazminatın tamamı davalıya rücu edilemez. Davacı idarenin, davalıdan kaynaklanmayan nedenlerle daha geç nakdi tazminat ödemesi, bu yüzden artan tazminat miktarından davalının sorumlu olmasını gerektirmez.
Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalının sorumluluğunun olay günündeki verilere ve bu bağlamda olay günündeki katsayılara göre yaptırılacak hesaplama doğrultusunda belirlenmesi gerekirken, komisyon karar tarihindeki katsayılar hükme esas alınarak, davanın istem gibi kabul edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) no’lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) no’lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.