8. Hukuk Dairesi 2010/5643 E. , 2011/347 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali, Tescil ve Elatmanın Önlenilmesi
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi davasının reddine dair Adana 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.03.2010 gün ve 404/169 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.01.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşma son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıların miras bırakanı ... adına tapuda kayıtlı bulunan 1128 sayılı parselin vekil edeni tarafından kayıt maliki ...’tan satın alındığını, satışın yapıldığı 1977 yılından beri kullandığını, ekip biçtiğini, zilyetlik süresinin 32 yılı aşkın olduğunu, kayıt maliklerinin dava tarihine kadar taşınmaz üzerinde herhangi bir tasarruflarının bulunmadığını, maliki ...’ın 1978 yılında öldüğünü, davalılar tarafından herhangi bir davanın açılmadığını, mirasçılar tarafından taşınmazın satıldığını bildikleri için suskun kaldıklarını açıklayarak parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline, birleştirilen Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 3.11.2008 gün ve 2008/483 Esas, 2008/375 Karar sayılı dosya ile ... ve diğerlerinin elatmalarının önlenmesine, eldeki davayla birleştirilen aynı yer 2. Asliye hukuk Mahkemesinin 12.2.2009 gün ve 2009/83 Esas, 2009/70 Karar sayılı dosya ile dava dışı kalan ... mirasçısı ..."a karşı açılan dava ile de asıl dosyadaki aynı gerekçeyle tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar vekili, dava konusu yerin vekil edenlerinin köyde ikamet etmemesi nedeniyle sahipsiz kalan taşınmazın davacı tarafından ekilip biçildiğini, tarlayı sadece bir yıllığına kiraladıklarını açıklayarak haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, TMK. nun 713/2 fıkrasında ifadesini bulan “…kayıt maliki 20 yıl önce ölmüş bulunan ve bu nedenle tapu kütüğünün hukuki değerini yitirdiği…” gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. TMK. nun 713/2. fıkrasında belirtilen hukuki sebepler nedeniyle bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesi için aynı fıkranın atıfta bulunduğu TMK. nun 713/1. fıkrasındaki koşulların da yerine gelmiş olması zorunludur. Yani ayrıca taşınmazın aralıksız, çekişmesiz, malik sıfatıyla ve 20 yıllık zilyetlik süresinin de gerçekleşmiş bulunması gerekir. HUMK.nun 258. maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanıklar, keşif yerine davetiye ile çağrılır, aynı kanunun 259. maddesi gereğince uyuşmazlık taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenmesi zorunludur. Bu bakımdan tanıkların yargılama oturumlarında dinlenmesi anılan madde hükmüne aykırı düşmektedir. Taşınmazı ve yeri görmeyen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları ile sağlıklı bir sonuca ulaşılması düşünülemez.
O halde mahkemece yapılacak iş; yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK. nun 258. maddesi gereğince davetiyeyle çağırılmaları ve aynı kanunun 259. maddesi gereğince yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenmeleri, davacı tarafından sürdürülen zilyetlik koşulları bakımından bilgilerine başvurulması, zilyetliğin başlangıç ve sürdürülüş biçimiyle nedenleri dinlenenlerden sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, savunulduğu gibi taşınmazın kiralanıp kiralanmadığı hususları da aynı biçimde sorularak saptanması, dosya arasında bulunan “Cumhuriyet Sulama Birliği, Su Sözleşmesi” ile, su isteme ve sözleşme fişi isimli belgelerde davacının kiracı sıfatıyla 1128 parsel için su isteğinde bulunduğu, parayı yatırdığı ve makbuzları imzaladığı gözetilerek dosya arasında bulunan 22.7.1978 ve 2008 tarihli belgeler davacıya okunarak kiracı sıfatıyla taşınmazı kullanıp kullanmadığı, belgelerdeki imzanın kendisine ait olup olmadığı, aynı belgeler tanıklara okunarak bu konudaki bilgilerinin bulunup bulunmadığı, sorular yöneltilerek belirlenmesi, durumun aynı zamanda Cumhuriyet Sulama Birliğinden sorulması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 825,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 25.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.