20. Hukuk Dairesi 2014/3319 E. , 2014/7182 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 18/06/2012 gün ve 2012/2788 E. 2012/9118 K. sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü.
K A R A R
Yörede 2007 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü, 101 ada 44, 361 ve 362 parsel sayılı sırasıyla 4545,07 m², 2560,43 m² ve 1616,41 m² yüzölçümündeki taşınmazlardan 361 ve 362 sayılı parseller, Haziran 1954 tarih 32, 44 parsel Haziran 1954 tarih 33 nolu tapu kaydı ile tarla niteliğinde davalılar adlarına tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, taşınmazların bir kısmının orman olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu 361 ve 362 sayılı parseller ile 44 sayılı parselin (A) ile gösterilen 708,66 m²"lik kısmının orman niteliğinde Hazine, 44 sayılı parselin geri kalan 3836,41 m²"lik kısmının tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... ve... vekili tarafından 361 ve 362 sayılı parseller ile 44 sayılı parselin (A) harfli bölümüne yönelik olarak temyizi üzerine, Dairenin 18/06/2012 gün ve 2012/2788 E. 2012/9118 K. sayılı ilâmıyla; [""İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, uzman orman bilirkişi tarafından çekişmeli 361 ve 362 sayılı parseller ile 44 sayılı parselin (A) harfli kısmının kesinleşmiş tahdit haritası ve resmî belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada; 44 sayılı parselin (A) harfli kısmının orman tahdit hattı içinde kaldığı ve dayanak tapu kaydının miktarından fazla olarak geri kalan kısımda davacılar adına tescile karar verildiği, 361 ve 362 sayılı parseller ise öncesi itibarıyla eski tarihli belgelerde orman olduğu gibi halen de eylemli olarak orman örtüsü ile kaplı olduğu ve dayanak tapu kaydının tüm sınırları itibarıyla taşınmazlara uymadığı anlaşıldığına göre, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve aynı Kanunun 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 4, 5 ve 6. bentlerinin kaldırılarak, bunun yerine “6099 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı Orman Yönetimi üzerinde bırakılmasına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi atfıyla H.M.U.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,""] karar verilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 06/04/1965 tarihinde ilân yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Davalılar ... ve ... vekili, karar düzeltme dilekçesinde; dava konusu taşınmazların 2007 yılında yapılan kadastro sonucunda 1954 yılında oluşturulan tevzi tapularına dayanılarak kadastro tespitinin yapıldığını, taşınmazların kısmen kesinleşen orman kadastro sınırları dışında orman sayılmayan yerlerden olduğunun saptanmasına karşın, tapu kayıtlarının uymadığı gerekçesiyle 44 sayılı parselde kısmen, 361 ve 362 sayılı parsellerin tamamının orman olarak kabulünün doğru olmadığını, 2510 sayılı Kanuna göre 23.12.1946 tarihinde oluşturulan tevzi tapularının 6831 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce verildiğini ve 40 - 50 yılı aşkın tapuda malik ve zilyet olduklarını ileri sürerek daire kararının kaldırılmasını ve yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.Davacılar vekilinin karar düzeltme istemli dilekçesinin incelenmesinde; dava konusu... Köyü, 101 ada 44 parsel sayılı taşınmaz, 4545,07 m² yüzölçümü ile Haziran 1954 tarih 33 nolu (2000 m2 yüzölçümlü) tapu kaydı ile tarla niteliğinde davalılar adlarına, yine 361 parsel 2560,43 m² yüzölçümü ile ve 362 parsel sayılı taşınmaz 1616,41 m² yüzölçümü ile Haziran 1954 tarih 32 nolu (3000 m2 yüzölçümlü) tapu kaydı ile tarla niteliğinde davalılar adlarına tesbit edilmiştir.
Mahkemece yapılan keşif sonucunda alınan fen ve uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş tahdit haritası ve resmî belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada; 44 sayılı parselin (A) kısmının orman tahdit hattı içinde kaldığı ve dayanak tapu kaydının miktarından fazla olarak geri kalan kısımda davalılar adına tescile karar verildiği anlaşıldığından 44 sayılı parsel yönünden verilan kararda bir isabetsizlik yoktur.Orman Yönetimi, eldeki davasını, 361 ve 362 parsellere yönelik olarak kesinleşmiş tahdide dayalı olarak iptal ve taescil istemiyle açmıştır. Mahkeme usûl hükümlerine göre istemle bağlıdır. Yapılan keşifte dinlenen fen ve uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş tahdit haritası ve resmî belgelere dayalı olarak yapılan inceleme ve araştırmada; çekişmeli 361 sayılı parselin krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1649,95 m2"lik kısmı ile 362 sayılı parselin krokisinde (A) harfi ile gösterilen 90,12 m2"lik kısmının kesinleşmiş tahdit hattı dışında kaldığının belirlendiği, keşifte dinlenen mahallî bilirkişi kadastro tespitine esas alınan tapu kayıtlarının mevki ve hudut olarak taşınmazlara uyduğunu belirttiği halde, fen elemanı bilirkişi, mevki olarak uyduğunu ve fakat hudut olarak uymadığını söylemiştir. Tapu kayıtlarının iktisap nedeni 2510 sayılı Kanuna göre oluşmuştur. Kroki ve hudut olarak birbirini doğrulayan tevzi tapularının uymadığı söylenemez.
Bu durumda, çekişmeli 361 ve 362 parsel sayılı taşınmazların tahdit içinde kalan bölümleri yönünden yönetimin davasının kabulüne, tahdit dışında kalan bölümleri yönünden ise davanın reddine karar verilmelidir.
Kabule göre de; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve aynı Kanunun 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: 1) Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin çekişmeli 44 sayılı parsele yönelik ileri sürdüğü karar düzeltme istemlerinin reddi ile öncesinde olduğu gibi usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) Davalılar vekilinin çekişmeli taşınmazlardan 361 ve 362 sayılı parsellere yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 18/06/2012 gün ve 2012/2788 E. - 2012/9118 K.
sayılı DÜZELTİLEREK ONAMA kararının ortadan KALDIRILMASINA ve yerel mahkemenin 13.05.2010 gün ve 2007/321 Esas - 2010/42 Karar sayılı hükmünün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 08/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.