Esas No: 2021/23435
Karar No: 2022/8851
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/23435 Esas 2022/8851 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı şirketin aracı, davalıların sebep olduğu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası sonrası ağır şekilde hasar görmüştür. Sigortalı araç tamir edilerek teslim edilmiş ancak hasar bedeli konusunda anlaşmazlık yaşanmıştır. Davacı şirket, hasar bedelini ödemiş ve dava konusu hasarla ilgili olarak 3. kişilere karşı dava ve talep hakkını kazanmıştır. İcra takibi de devam etmektedir. Mahkeme, davaya konu hasar bedelinin tespitinde ve vekalet ücretinin belirlenmesinde yanlış yapmıştır. AAÜT uyarınca, tazminata dahil edilecek KDV tutarı hesaplanmalıdır. Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına belirlenen ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. Kanun maddeleri: 3095 Sayılı KDV Kanunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, AAÜT 13. Maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; müvekkili şirket nezdinde Motorlu Kara Taşıt Araçları ..... Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan aracın 03/06/2013 tarihinde davalılardan ...'ın sevk ve idaresindeki ve diğer davalının maliki olduğu aracın %100 kusurla sebebiyet verdiği maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası sonucunda ağır şekilde hasarlandığını, yapılan hasar ekspertiz incelemesi ve faturalar sonucunda sigortalı araçta KDV ile birlikte 73.014,00 TL'lik hasarın meydana geldiğini, aracın tamir edilerek sigortalıya sağlam şekilde teslim edildiğini ve tamirat bedelinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, hasarın ödenmesi ile mukavele şartlarına ve Ticaret Kanunu'nun 1472. maddesi hükmüne göre şirketlerinin sigortalısınını yerine kaim olduğunu, ayrıca dava konusu hasarla ilgili olarak 3. kişilere karşı her türlü dava ve talep hakkının müvekkili şirkete temlik ve devir edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin temlik hükümlerine göre de dava ve talep hakkını kazandığını, sigortalı araç için ödenen hasar tazminatının 45.000,00 TL'si kazaya ve hasara sebebiyet veren.... plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı .... Sigorta A.Ş tarafından müvekkili şirkete ödenmiş olduğundan bakiye alacakları olan 28.014,00 TL'nin icra takibine konu edildiğini, davalıların İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2013/24466 sayılı dosyasına itiraz ettiklerini, icra takibinin de itiraz sebebi ile durduğunu, davalıların takibe, borca, faize ve ferilerine vaki itirazlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delliler ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu sigortalı araçta meydana gelen hasarın KDV'siz tutarının 53.697,20 TL olduğu, ekspertiz raporunda belirlenen KDV'siz hasar tutarının davacı şirket tarafından sigortalısına ödendiği, davalı sürücünün kusuruna karşılık gelen kısmın 40.271,90 TL olmasına rağmen davalının aracının trafik sigortacısından 45.000,00 TL tahsil edildiğinin beyan edildiği, bu durumda fazladan 4.727,10 TL tahsil edilmiş olduğundan davacının rücuen tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından bahisle davanın tümden reddine, kusur durumu ve alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden davalıların yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 2016/3880 Esas-2019/1544 Karar sayılı ilamında özetle “...buna göre, aracın tamiri sonucu 3095 Sayılı KDV Kanunu gereğince ödenmek zorunda olan ve bu nedenle davacının gerçek zararını oluşturan KDV'nin de hesaplanarak, ödenmesi gereken tazminat miktarına dahil edilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindeki gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2013/24466 sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı tarafından yapılan itirazın 2.522,00 TL'lik kısmının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.522,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, “Reddolunan miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine," karar verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13. maddesi“(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2)Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
(3)Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. Maddesinin 3. Fıkrasında "Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez." denilmektedir. Buna göre mahkemece davalılar yararına, reddedilen 26.286,37 TL için hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma sebebi ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “4.080,00 TL” rakamının cümleden çıkarılarak yerine “2.522,00 TL” rakamının yazılmasına ve bu şekli ile hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.