3. Hukuk Dairesi 2013/10005 E. , 2013/11941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen araç tamirinden kaynaklanan alacağa vaki itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait .... plakalı aracın bakım ve onarımından kaynaklanan 2.755,73 TL alacak için... 3.İcra Müdürlüğü"nün 2010/1508 sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattıklarını ancak davalının borca itiraz ettiği ve takibin durduğu borçlunun itirazı varit olmadığından itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ve takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 27.maddesinde davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği açıklanmıştır.
Açıklanan madde hükmü uyarınca; yargılamanın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilerek duruşmaya çağırılması, diğer bir anlatımla taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Bu da çıkarılacak davetiyenin Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliği ile mümkündür.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10.maddesinin 1.fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasanın 3.maddesi ile eklenen aynı maddenin 2.fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun"un 35.maddesinde; "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır." hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, mahkemece davalıya çıkartılan dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye parçasının incelenmesinde, tebligatın... Sok. No:31/1-2-3-4... adresine çıkarıldığı ancak tebliğ memuru tarafından "muhatap firmanın adresten taşındığı" şerhi düşülmek suretiyle evrakın bila teblig Mahkemesine iade edilmesine rağmen Mahkemece dava dilekçesi ve tüm tebligatların aynı adrese Tebligat Kanunu"nun 35.maddesine göre tebliğ çıkarılması yukarıda açıklanan ilkelere aykırıdır. Zira, ....Gazetesi"nde davalı şirketin merkezinin .... olduğuna dair ilan dikkate alınarak muhatabın bilinen en son adresine tebligatın yapılması gerekirken, 35.maddeye göre yapılan tebligat usulsüzdür.
Bu bağlamda; davalı duruşmaya çağırılmadan, taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasasının 36.maddesi ile HUMK.nun 73, 6100 sayılı HMK.27 ve A... Sözleşmesinin 6.maddelerinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı yan; dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe ve Hukuki Dinlenilme Hakkı"nın kullanılmasına imkan verilmeden hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır, aksi halde savunma hakkının kısıtlanmış sayılacağı, gerek öğreti, gerekse yargısal kararlarda tartışmasız olarak kabul edilmektedir. (Prof.Dr.Baki Kuru HMU. Altıncı Baskı Cilt II sh.1876 vd).
Davalının usulüne uygun şekilde duruşma gün ve saatinden haberdar edilmesi gerekirken, davalıya yapılan dava dilekçesi tebliğinin usulüne uygun olmadığı üzerinde durulmadan ve buna göre taraf teşkili sağlanmadan, davalının yokluğunda yargılamaya devam edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.