Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3823
Karar No: 2019/905
Karar Tarihi: 21.02.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/3823 Esas 2019/905 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı şirket, Orman Kanunu'nun 16. maddesi kapsamında, görev sahaları içerisinde maden faaliyetinde bulunmak üzere maden açık işletme izni aldı. Ancak, davalı şirketin arazi izin bedeli, gecikme zammı ve KDV ödemesi gerekiyordu ve bunu yapmadığı için icra takibi başlatıldı. Davalı şirket takibe itiraz etti, ancak davacı taraf itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili için dava açtı. Mahkeme, davanın kabulüne karar verdi ve icra inkar tazminatına hükmetti. Ancak, Yargıtay, mahkemenin kararının bozulmasına karar verdi çünkü hüküm fıkrası incelendiğinde, mahkeme tarafından \"davanın kabulüne\" şeklinde hüküm tesis edilmişti, ancak mahkemece kararın \"davanın kısmen kabulüne\" şeklinde tesis edilmesi gerekiyordu. Ayrıca, takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiği için, icra inkar tazminatı istemek için gereken uygulamada veya öğretide öngörülen \"likit\" yani muayyenlik ve belirlenebilirlik koşulu gerçekleşmedi. Kanun maddeleri olarak, Orman Kanunu'nun 16. maddesi, İcra İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesi belirtilmiştir.
4. Hukuk Dairesi         2018/3823 E.  ,  2019/905 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Metal Madencilik San. ve Tic. AŞ aleyhine 30/05/2013 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/12/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili; davalı şirketin Orman Kanunu’nun 16. maddesi kapsamında, görev sahaları içerisinde maden faaliyetinde bulunmak üzere maden açık işletme izni aldığını ve taahhüt senetlerinde belirtilen bölmelerin, saha teslim tesellüm tutanağı ile davalı şirkete teslim edildiğini; Orman Kanunu’nun 16. maddesinin Uygulama Yönetmeliği’ne göre her yıl ödenmesi gerekip davalı tarafından ödenmeyen arazi izin bedelleri, gecikme zammı ve KDV yönünden icra takibi başlattıklarını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini beyan ederek, itirazın iptali ile %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiş; ayrıca davacı lehine % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
    Dosya incelendiğinde; davacı idare tarafından, davalı şirketin Orman Kanunu’nun 16. maddesi kapsamında, görev sahaları içerisinde maden faaliyetinde bulunmak üzere maden açık işletme izni verdiği, taahhüt senetlerinde belirtilen bölmelerin, saha teslim tesellüm tutanağı ile davalı şirkete teslim edildiği, davalı şirketin arazi izin bedeli, gecikme zammı ve KDV’yi ödememesi üzerine 930.198,01 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin takip talebinin verildiği gün 182.076,16 TL ödeme yaptığı, davalı şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı şirket yetkilisinin 674.000,72 TL’lik kısmı on taksitle ödemeyi icra dosyasında taahhüt ettiği, davacı idare tarafından 360.243, 58 TL üzerinden davalının itirazının iptaline ilişkin işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
    1- 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesi uyarınca; tarafların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmesi; hüküm sonucu kısmında ise taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde belirtilmesi gerekir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
    Gerekçeli karar hüküm fıkrası incelendiğinde ise; ‘‘1-Davanın KABULÜ ile, a)-182.076,16 TL alacağa ilişkin itirazın İPTALİNE, yapılan ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına, b)-28.931,30 TL alacağa ilişkin itirazın İPTALİNE, c)-29.826,87 TL alacağa ilişkin itirazın İPTALİNE, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek takip dosyasında belirtilen faiz oranında takibin devamına,’’ şeklinde hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, ‘‘davanın kısmen kabulüne’’ şeklinde hüküm tesis edilmesi gerekirken; usul ve yasaya aykırı biçimde ‘‘davanın kabulüne’’ şeklinde hüküm tesis edilmesi infazda tereddüt oluşturacağından doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2-İcra takibine konu asıl alacağın 182.076,16 TL’lik kısmı icra takibinden sonra; fakat eldeki itirazın iptali davasından önce ödendiği anlaşılmaktadır. Bu kısım yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerekirken; mahkemece usul ve yasaya aykırı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
    3- Kabule göre de; İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptali davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız ve alacağın likit olması zorunludur. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin öngörülebilir olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifade ile borçlunun ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez.
    Somut olayda; dava konusu alacağın varlığı bilirkişi raporu ile saptanmış olduğundan dava konusu alacak likit değildir. Dolayısıyla itirazın iptali halinde alacaklının icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada, gerekse öğretide öngörülen alacaktaki "likit" yani muayyenlik ve belirlenebilirlik koşulu gerçekleşmemiştir.
    Bu durumda, takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece yasal koşulları bulunmadığı halde, icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmeyip bu yönden de kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1-2-3) sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve taraflardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi