Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3401
Karar No: 2014/7274

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/3401 Esas 2014/7274 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/3401 E.  ,  2014/7274 K.

    "İçtihat Metni"

    ...
    Taraflar arasındaki Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 21/01/2014 gün ve 2013/9042 - 2014/857 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... bulunan taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığını, kesinleşen arazi kadastrosu sırasında tesbit harici bırakıldığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, davaya konu taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davalı Hazine, dava konusu taşınmazların Hazine adına tescilini istemiş, ...ise, kendi adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu ve tescile tabi olmadığı gerekçesiyle davacı ve müdahil davacı gerçek kişilerin açtıkları davalar ile davalı Hazinenin tescil talebinin reddine karar verilmiş, davacı gerçek kişi ile davalı Hazine vekillerinin temyizi üzerine hüküm Dairece onanmıştır.
    Davalı Hazine vekili bu kez kararın düzeltilmesini istemiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 10.06.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastro işlemi ise, 1986 yılında yapılıp kesinleşmiştir.
    Mahkemece, davalı Hazinenin tescil talebi, dava konusu taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık ve kayalık oldukları ve hiçbir şekilde tescil ile sınırlandırmaya tabi olamayacakları, tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanmasının da mümkün olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, mahkemece yapılan keşifte görev alan orman bilirkişi, 09/01/2009 havale tarihli raporunda, dava konusu edilen yerlerden krokide (A2, B2, C2, C3 ve D2) ile gösterilen bölümlerin 10/06/2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman tahdidi içinde kaldıklarını beyan etmiştir. 766 sayılı Tapulama Kanunun 2. maddesi ile ormanlar tescile tabi değil iseler de, 3402 sayılı Kanunun 1. maddesi ile dolu pafta sistemi getirtilmiş ve ormanlarda tescile tabi tutulmuştur. Orman oldukları belirlenen taşınmazların bu nitelikleriyle Hazine adına tescillerine karar verilmesinde herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır.
    O halde, mahkemece orman tahdidi içinde kaldığı bildirilen krokide (A2, B2, C2, C3 ve D2) ile gösterilen bölümlerin tapuda kayıtlı olup olmadığı araştırıldıktan sonra, şayet kesinleşen tahdit içinde kalan bu yerlerin tapuda kayıtlı olmadıkları tespit edildiği takdirde, tescile tabi bulunan Devlet Ormanlarının, Hazine adına tespit ve tescili gerektiğinden, taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken, tescile tabi olmadıklarından bahisle Hazinenin tescil talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

    -2-
    2014/3401-7274

    Yine, mahkemece, orman bilirkişi raporuna ekli krokide (A1, B1, C1 ve D1) ile gösterilen taşınmazlar yönünden Hazinenin tescil talebi, taşınmazların tescil ile sınırlandırmaya tabi olamayacakları, tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanmasının da mümkün olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, bilindiği üzere, 3402 sayılı Kanunun 18/1. maddesinde “... tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.” hükmü öngörülmüştür. Anılan hüküm kapsamında kaldığı saptanan taşınmazların, arzın tabii maliki durumunda olan Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
    3402 sayılı Kanuna dayanılarak çıkartılan Taşınmaz Malların Sınırlandırma, Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 4. maddesinin 5. fıkrasında da “Kadastro Kanununun 18 inci maddesi uyarınca tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler “hali arazi” veya “ham toprak” gibi vasıflarla Hazine adına tespit edilir ve tutanakta bu husus etraflıca açıklanır” hükmü yer almaktadır.
    Diğer taraftan, aynı Kanunun 16/C maddesi de “Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir, istisnalar saklıdır.” hükmünü içermektedir.
    Dava konusu taşınmazlar, 3402 sayılı Kanununun 16/C maddesinde sayılan yerlerden olması halinde tescili mümkün olmayacağı, aynı Kanunun 18/1 maddesinde sayılan yerlerden olması halinde Hazine adına tescil edilebilecektir. Ancak, mahkemece dava konusu taşınmazların sözü edilen Kanun hükümlerinden hangisinin kapsamı içerisinde kaldığı usulüne uygun ve tereddüte yer vermeyecek biçimde araştırılmadığı gibi taşınmaz ile ilgili olarak tarımsal yönden yapılan araştırma ve değerlendirme ile yetinilerek neticeye gidilmiştir. Oysa, kanun hükmünde münhasıran tarım arazisi olma koşulu öngörülmemiş, ekonomik yarar sağlanmasının mümkün olması durumunda da Hazine adına tespit öngörülmüş olup, mahkemece tarım arazisi dışında kullanılması durumunda ekonomik yarar sağlanmasının mümkün olup olmadığı yönünden ise herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
    O halde mahkemece yapılacak iş, ziraatçı bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte orman tahdidi dışında kalan taşınmazların (krokide A1, B1, C1 ve D1 ile gösterilen yerler) yukarıda sözü edilen Kanun hükümlerinden hangisinin kapsamı içerisinde kaldığı ve çekişmeli taşınmazların tarım arazisi dışında kullanımında ekonomik yarar sağlanıp sağlanamayacağı hususunda araştırma yapılarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile bu konudaki istemin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 21/01/2014 gün ve 2013/9042 - 2014/857 sayılı onama kararı kaldırılarak, 19/04/2011 gün ve 2007/82-2011/184 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 08/09/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi