20. Hukuk Dairesi 2014/3141 E. , 2014/7283 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalılar adına kayıtlı olan parsel sayılı 19450 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 27843 ada 62 parsel sayısı, 19008,87 m2 yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tesbit ve 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 09.06.2010 ilâ 08.07.2010 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
Orman Yönetimi 08.07.2010 tarihinde kadastro mahkemesinde, taşınmazın yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen orman sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, yenileme kadastrosunun teknik çalışmalar ile sınırlı olduğu, tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu ada 62 sayılı parselin düzeltilmiş yüzölçümü ile tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırların ve yüzölçümünün bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiş, Orman Yönetimi ve davalılar (vekâlet ücretine ilişkin olarak) tarafından hükmün temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29.11.2011 gün ve 10453-13604 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Çekişmeli parsel sayılı 19450 m2 yüzölçümündeki taşınmazadına kayıtlı iken, ½ hissesi davalılara satılmış, mahkemece, keşif ve inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda kadastro mahkemesi görevli değildir. Somut olayda, Orman Yönetimi çekişmeli taşınmazın yenilemeden önceki haliyle kısmen yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman tahdit içinde kaldığı, bu bölümün tesbitinin iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istediğine ve dava dilekçesi aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem içerdiğine göre, mülkiyete ve tasarrufa ilişkin bu davada genel mahkeme görevlidir. Ancak, dava aynı zamanda 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmalı, yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek şekilde hüküm
- 2 -
2014/3141 - 7283
kurulmalı, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmeli, dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan Devlet ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir.” şeklindedir.
Mahkemece, 08.05.2012 gün ve 128 - 236 sayılı kararla önceki hükümde direnilmesi ve hükmün Orman Yönetimince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.12.2012 gün ve 20/1007-1047 sayılı kararı ile direnme kararı bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, yenilemenin usûlüne uygun yapıldığı belirlenerek, mülkiyet uyuşmazlığı bakımından görevsizlik kararı verilerek dosya genel mahkemeye aktarılmış, mahkemece Mahkemesinin 2001/677 sayılı dosyasında verilen kararın taraflar arasında taşınmazın orman olmadığı yönünde kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşmiş orman tahdidine dayalı tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1979 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, her ne kadar uzman bilirkişiler tarafından çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde olduğu yönünde rapor düzenlenmiş ise de; çekişmeli taşınmaz hakkında Hazine tarafından, davalılar aleyhine açılan tapu iptali tescil davası sonunda Mahkemesinin 2001/677 sayılı dosyasında taşınmaz 1942 yılında kesinleşen orman sınırı içindeyse de; makiye ayrıldığı, tevzi tapusu bulunduğu belirlenerek davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay 1. HD’ nin 2002/8485-9642 sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, daha sonra davalılar tarafından Hazine aleyhine açılan tapudaki 2/B şerhinin silinmesi davası sonunda, 2001/677 sayılı dosyada verilen kararın Hazine aleyhine kesin hüküm oluşturduğu kabul edilerek şerhin silinmesine karar verildiği, hükmün, Yargıtay 20. HD’ nin 2010/3032-5951 sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, böylece çekişmeli taşınmazın orman olmadığı yönünde Hazine aleyhine oluşan kesin hükümlerin Orman Yönetimini de bağlayan güçlü delil niteliğinde bulunduğu gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı yönetimin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 09/09/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.