Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ve 365 parsel sayılı, sırasıyla 8182 m2 ve 13495 m2 yüzölçümündeki taşınmazların tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, ancak, eylemli orman niteliğinde bulunduğunu bildirerek, tapu kaydının iptaliyle orman niteliği ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne, taşınmazların tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından vekâlet ücretine; davalı ... tarafından esasa yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1977 ve 1987 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları, 2005 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve özellikle keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre, taşınmazın eylemli biçimde orman olduğu, üzerinde kapalılık teşkil eden 30-60 yaşlarında çam ve meşe ağaçları bulunduğu saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda, davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi gereğince davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanunun eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine, harç alınmasına yer olmadığına 09/09/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.