Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1150
Karar No: 2020/1994

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/1150 Esas 2020/1994 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, rızası dışında aile konutu üzerine konulmuş olan ipoteğin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. Yerel mahkeme, taşınmazın aile konutu olmadığını belirterek davanın konusuz kaldığına karar vermiştir. Ancak Yargıtay'a yapılan temyiz sonucunda, taşınmaza konulan ipoteğin geçersiz olabileceği ve davanın devam etmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 194. ve 240. maddelerine atıfta bulunulmuştur.
2. Hukuk Dairesi         2020/1150 E.  ,  2020/1994 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkilinin rızası dışında aile konutu üzerine ipotek konulduğunu, bu durumun Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesine aykırı olduğunu iddia ederek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yerel mahkemece davaya konu taşınmazın davacı ile davalı eş ...’ın aile konutu olduğu ancak davacı ile davalı eş ... arasındaki evliliğin, davalı ...’ın davanın devamı sırasında 05/01/2018 tarihinde ölümüyle sona erdiği, ölümle sona eren evlilik nedeniyle de davaya konu taşınmazın aile konutu özelliğini kaybettiği, ipoteğin kaldırılması davasının konusuz kaldığı, ancak davaya konu taşınmaz üzerine ipotek tesis edilirken davacının haberinin olmadığı ve açık rızasının alınmadığı, davacı kadının dava açmakta haklı olduğuna karar verilmiştir. Hüküm, davacı kadın tarafından tüm yönleriyle, davalı banka tarafından ek karar yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince davacı kadının istinaf talebinin reddine, davalı bankanın ek karara yönelik yaptığı istinaf talebinin kabulüyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince verilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda, dava açıldığı tarihte davalı eş üzerine kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı banka lehine konulmuş bir


    ipoteğin varlığı söz konusu olup, davacı sağ eş dava açarak ipoteğin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Şayet iddia edildiği gibi açık rıza alınmamış ise bu ipotek işleminin geçersiz olduğu açıktır. Dolayısıyla, geçerli bir işlemin olmadığının kabul edildiği hallerde, malik olan eşin ölümünün bu işleme hukukilik kazandırması düşünülemez. Diğer bir anlatımla ölü olan bir işlem diriltilemez. Sağ kalan eşin mirasçı sıfatıyla hakları (TMK madde 240. ve 652) bulunmaktadır ve davacının bu davayı açtığı sırada var olan hukuki yararı yargılama sırasında davalı eşin ölümünden sonra da devam etmektedir. Bunun yanında halen ortada geçersizliği ileri sürülen bir ipotek bulunmaktadır. Bu nedenlerle, evlilik ölümle sona ermekle birlikte davanın konusuz kaldığını söylemek mümkün değildir. Aksi düşünce, davacının davasında haklı olup olmadığı hususunun araştırılmasına olanak sağlamadan, taşınmazın cebri icra ile satılması sonucunu doğuracak, bu durum ise büyük hak kayıplarına yol açacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2-2906 Esas-2017/1723 Karar). Açıklanan nedenlerle, davaya konu taşınmazın davacı ve davalı eş ... tarafından ipotek işlemi tesis edildiği tarihte aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığı, açık rızasının alınıp alınmadığı dosya içerisinde bulunan deliller bir arada değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,davalı eş ...’ın ölümü nedeniyle davanın konusuz kaldığı belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 10.03.2020(Salı)









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi