12. Hukuk Dairesi 2018/5859 E. , 2019/5066 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakası alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamlı takipte, borçlunun, nafakaları fazlasıyla ödediğini, bir kısmını alacaklıya elden teslim ettiğini, bankaya yaptığı ödemelerin de olduğunu, bir kısım ödemeleri de müşterek çocuğun adını belirterek alacaklının isteği üzerine okula gönderdiğini ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, ödenmesi gereken toplam nafaka bedelinin 12.000,00 TL olduğu, borçlunun toplamda 25.100,00 TL yatırdığı, ödemelerin nafaka miktarını fazlasıyla karşıladığı, ödemelerin nafaka borcundan düşülmemesi halinde aşırı şekilciliğin söz konusu olacağı gerekçesiyle talebin kısmen kabulü ile birikmiş nafakalar yönünden icranın geri bırakılmasına, işleyecek güncel nafakalar yönünden takibin devamına karar verildiği görülmektedir.
İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK"nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup; Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır.
Bunun dışında, ödemenin okul ücreti vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise, ödeme, nafakaya mahsup edilemez.
Somut olayda, dayanak ilamda müşterek çocuk için aylık 100,00 TL nafakaya hükmedildiği, mahkemece alınan 29.04.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; takip tarihi itibariyle aradan geçen 10 yıllık zaman diliminde ödenmesi gereken nafaka miktarının
12.000,00 TL olduğu, borçlunun 01/11/2007 tarihi ile 27/08/2015 tarihleri arasındaki ödemeye ilişkin olarak sunduğu dekontlardaki ödemelerin dökümüne göre yapılan hesaplama ile de, 2006 ile 2016 yılları arasında toplam 25.100,00 TL ödeme yapıldığı yönünde tespitte bulunulduğu anlaşılmaktadır. Ancak, borçlunun sunduğu 17 adet ödeme dekontunun incelenmesinde; bazı dekontların açıklama kısmında, kolej ve okul parasına ilişkin ödemeler olduğunun açıkça yazılı olduğu, bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan ödemeler içine de bu ödemelerin dahil edildiği ve aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli ödemelerin, hangileri olduğunun tespitinin yapılmadığı görülmektedir.
O halde mahkemece, yapılan ödemelerin hesaplanmasında, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, sunulan ödeme belgeleri ve banka hesap ekstreleri üzerinde Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişiden ek rapor alınarak, gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.