Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/26551
Karar No: 2016/26337
Karar Tarihi: 05.12.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/26551 Esas 2016/26337 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/26551 E.  ,  2016/26337 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, tenkisat tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ikramiye, yemek, kömür alacakları, işgüvencesi tazminatı, bayram harçlığı, ilave tediye, kötü niyet tazminatı, giyecek yardımı, aile yardımı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... bünyesinde çalışırken herhangi bir ödeme yapılmadan sözleşmesinin sona erdiğini belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti, ücret alacağı, yıllık izin ücreti toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan yemek yardımı, kömür yardımı, ikramiye alacağı, bayram harçlığı, giyecek yardımı, aile yardımı, ilave tediye, ikramiye alacağı ve işgüvencesi tazminatı ile tenkisat tazminatı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının ödenmeyen alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, süresi içerisinde, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    ...-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını, genel tatil ve hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili alacaklarının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışma ile genel tatil ve hafta tatili çalışmalarının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili çalışması olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Somut olayda, mahkemece, davacı şahitlerinin anlatımına itibarla, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacakları hüküm altına alınmıştır. Davacı şahitlerinin davalıya karşı işçilik hak ve alacaklarının tahsili istemiyle açtığı davada, benzer talepte bulunduğu anlaşılmakta olup, bu davada işyerindeki çalışma düzeninin belirlenmesi açısından menfaatlerinin bulunduğu açıktır. Salt husumetli şahit beyanı ile sonuca gidilmesi ise mümkün değildir. Dosya içeriğine göre, fazla çalışma yaptığında davacıya ödendiği, bunun dışında fazla çalışma yapıldığına, genel tatil ve hafta tatili günlerinde çalışıldığına dair husumetli şahit beyanı haricinde, bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Çalışılan işyerinin belediye işyeri olması, yapılan işin niteliği gibi hususlar da değerlendirildiğinde usulünce kanıtlanmadığından davanın anılan alacak kalemleri yönünden reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Davacı ve davalı arasındaki diğer sorun, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı konusundadır.
    Davacının sendika üye kayıt fişi dosyada bulunmadığı gibi, ücret bordrolarında sendika kesintisi de yer almamaktadır. Bu durumda, davacının toplu iş sözleşmesinden faydalanıp faydalanmadığı araştırılmalı ve hüküm altına alınan ve toplu iş sözleşmesinde düzenlenen alacak kalemleri yönünden oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    4-Taraflar arasındaki diğer sorun davalının bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporuna yapmış olduğu itirazların usulüne uygun değerlendirilip değerlendirilmediği konusundadır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 280. ve 281. maddeleri hükmüne göre, "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verilir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir. Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir."
    Dosya içeriğine göre, davalı ... vekili bilirkişi raporuna yapmış olduğu itirazlarda belediye mali hizmeler müdürünün imzasını taşıyan birkısım kayıt ve belgeler sunmuştur. Anılan belgeler ile davacıya ödeme yapıldığı savunulmuştur. İtirazların değerlendirilmesi için alınan ek raporda bu belgelerin tek başına ödeme aracı olarak değerlendirilemeyeceği kabul edilmiş ve mahkemece bu doğrultuda hüküm kurulmuştur. Bu belgelere karşı davacıdan diyecekleri sorularak oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    5-Taraflar arasındaki diğer sorun davacının tenkisat tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusundadır.
    Fesih tarihinde işyerinde uygulanmakta olan Toplu İş Sözleşmesinin 26. maddesinde, sözleşme kapsamındaki işyerlerinde tenkisata gidilmesi durumunda işverenin, öncelikle gönüllü olanlar, deneme süresini tamamlamamış olanlar, emeklilik hakkını kazanmış olanlar, işyerine ilk giren son çıkar şeklindeki sıralamaya uyması gerektiği, bu sıralamaya uymadan iş sözleşmesini feshettiği işçilere kıdem, ihbar tazminaı ile yasalardan, iş sözleşmesinden ve toplu iş sözleşmesinden doğan tazminat ve hakları dışında ayrıca cezai şart olarak dört yıllık giydirilmiş brüt ücreti tutarında tazminat ödeyeceği belirtilmiştir.
    Ancak işgüvencesi kapsamında olan davacı bakımından toplu iş sözleşmesinde yer alan cezai şart niteliğindeki bu düzenleme 4857 sayılı İş Kanunu"nun 21/son maddesi uyarınca geçersiz olduğundan anılan alacağın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule görede, mahkemece, talep konusu olan ikramiye ve ilave tediye alacaklarının, aslında toplu iş sözleşmesinde düzenlenen, ilave tediye alacağına ilişkin tek bir alacak kalemi olduğu değerlendirilerek ikramiye isteğinin reddedilmesinden sonra, tenkisat alacağının hesaplanmasına esas olan giydirilmiş ücretin belirlenmesi sırasında, temel ücrete her ikisinin ayrı ayrı giydirilmesi ile yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulmuş olması hatalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi