Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/876
Karar No: 2019/2751
Karar Tarihi: 09.04.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/876 Esas 2019/2751 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/876 E.  ,  2019/2751 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :4. İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararının süresi içinde temyizen incelenmesi davacı vekilince duruşmalı olarak istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19/03/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı ... ve vekili Avukat ... ile davalılardan ... Belediyesi Temel İth. Mad. Tic.San. İşletmeleri A. vekili Avukat ... geldiler. Diğer davalı adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asıl ve vekili ile davalı ... Belediyesi Temel İth. Mad. Tic.San. İşletmeleri A. Vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    KARAR
    A) Davacı İstemi;
    Davalıya ait ... bünyesinde ambalaj atıkları toplama ve ayırma tesisinde normal mesaisinde çalışmakta iken 28/06/2013 tarihinde iş kazası geçirdiği ve kaza neticesinde sol kolunun koptuğunu, kaza neticesinde kopan sol kolunu kullanamadığını, kaza sırasında 36 yaşında olduğunu, davalıya ait işyerinde 1.5 yıldır davalı belediyeye ait çöp ayrıştırma bandı üzerinde gelen çöpleri ve cisimleri ayırdığını, yaptığı iş ve çalıştığı makina ile ilgili herhangi bir eğitim verilmediğini, kaza sırasında ne yapacağı hususlarında uyarı ve ikazda bulunulmadığını, davalıya ait işyerinde güvenli çalışma talimatının bulunmadığını, iş kazası önleme bakımından güvenlik tedbiri bulunmadığını, tüm kusurun davalılarda olduğunu, sosyal yaşantısında son derece aktif olan kazadan sonra adeta hayata küstüğünü, evlilik planlarının yarıda kaldığını, ekonomik geleceğinin bu kaza sebebiyle sarsıldığını belirterek ıslah ile birlikte 127.214,78 TL maddi 240,000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabı;
    Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir.

    C) İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi:
    İlk derece mahkemesi maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Gerekçe,
    ".... olay tarihinde davacının, davalı ... ile diğer davalı ... Belediyesi Temel İth. Mad. Tic. Ve San. İşl. A.Ş iş ilişkisi bünyesinde geri dönüşüm tesisindeki ayrıştırma işi esnasında kolunu üzerinde geri dönüşüm malzemelerinin bulunduğu konveyör banda kaptırdığı ve kolunun koptuğu meydana gelen yaralanmanın iş kazası olayı olduğu, olayın meydana gelmesinde kazazede %30 oranında kusurlu olduğu, ... Belediyesi Temel İth. Mad. Tic. Ve San. İşl. A.Ş nin %70 kusurlu oldukları anlaşılmıştır.
    Davacının manevi tazminat talebine ilişkin olarak; olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına ve meydana gelen elem ve ıstırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine hak ve nefaset kurallarına göre ve ayrıca taraflarda zenginleşme aracı oluşturmayacak şekilde manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ve davacı için 50,000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine ve yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir."
    D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi:
    Bölge Adliye Mahkemesince tarafların ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    Gerekçe,
    "Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda; davalı belediyenin, diğer davalıyla birlikte 4857 sayılı Kanun 2/6. maddesi gereğince sorumluluğunun bulunduğu, kusur raporunun oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu, iş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihi olduğundan talep doğrultusunda manevi tazminata uygulanacak faiz başlangıcının olay tarihi olduğu, maddi tazminat belirlenirken SGK dan bağlanan gelirin ilk PSD sinin düşüldüğü, davacı tarafından ıslahın bilirkişi raporuna göre 127.214,78 TL olarak yapıldığı ancak bilirkişi raporunda hesap hatası bulunduğu, hesap hatası düzeltilerek maddi tazminat yönünden 125.814,78 TL hüküm altına alındığından ve buna davacı sebebiyet vermediğinden maddi tazminat yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olduğu, Yüksek Sağlık Kurulunca tanzim edilen 06/01/2016 tarihli raporda davacının maluliyet oranı %51 olarak belirlendiğinden bu oranın esas alınmasında isabetsizlik olmadığı, hesap bilirkişisi raporunda yol ve yemek ücretinin brüt olarak brüt asgari ücrete eklendiği ve esas alınan aktif döneme yönelik itirazın yerinde olmadığı, tarafların sosyal ekonomik durumları, kusur oranları, davacının maluliyeti, hak ve nefaset kuralları, 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile tazminatın genel ilkeleri karşısında hükmedilen manevi tazminat miktarının uygun olduğu anlaşılmış, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, tarafların istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir."
    E) Temyiz Nedenleri;
    Davacı vekili ilk derece mahkemesinin tenzilat hesabını resen düzeltmesi, hükme esas alınan sürekli iş göremezlik oranı, kusur durumu, ücret, manevi tazminat yönlerinden hükmü temyiz etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    İlk derece mahkemesince yukarıda açıklandığı üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bölge adliye mahkemesi tarafların istinaf başvurularını esastan reddetmiştir.
    Dosya kapsamından kaza nedeniyle davacıda oluşan sürekli iş göremezlik oranının %51,00 olduğu, iş kazasının meydana gelişinde davacının %30 oranında müterafik kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
    Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 50.000,00 TL manevi tazminat azdır.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 2.037,00TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,
    09/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi