Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10220
Karar No: 2013/13866
Karar Tarihi: 02.10.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/10220 Esas 2013/13866 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Tapu iptal ve tescil, tenkis davasıyla ilgili olarak verilen karar temyiz edilmiş ve incelendiği sonucunda, muvazaa iddiasının yazılı delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, miras bırakanın çekişme konusu taşınmazlarda bulunan paylarını bedelli olarak davalıların murisi M.G.'ye ve davalı H.'e temlik ettiği anlaşılmıştır. Muvazaa, söz konusu miras bırakanın gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazları, tapuda resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmesidir. Mahkeme, muris muvazaasına dayalı davanın aleyhine haksız fiil işlenen mirasçının kendisine ait haktan doğduğunu belirterek, iddia ve savunmanın araştırılması sonucunda hükmün bozulmasına karar vermiştir. Kararda geçen kanun maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu 706.
- Türk Borçlar Kanunu 237. (Borçlar Kanunu 213.)
- Tapu Kanunu 26.
1. Hukuk Dairesi         2013/10220 E.  ,  2013/13866 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAMANDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 31/05/2012
    NUMARASI : 2010/671-2012/616

    Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil,tenkis davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde  temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, muvazaa iddiasının yazılı delille ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan Y. G."in çekişme konusu 27, 31, 240, 121 ve 47 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan paylarını 01.06.2001 tarihinde davalıların murisi M.G."e toplam 2.000,00 TL bedelle; 121 parselde bulunan 3/12 payını ise aynı tarihte davalı H."e 4.000,00 TL bedelle satış suretiyle  temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide muris muvazaası olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince, davacılar miras  bırakanca aynı gün yapılan  temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, herhangi bir bedel ödenmediğini, mirasbırakanın  işlem tarihinde mal  satmaya  ihtiyacı olmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlar, davalılar ise mirasbırakan Y.nın  davalılar  murisi  olan kardeşi  M. ve yeğeni davalı H.e bedelsiz olarak mal vermesini gerektirecek herhangi bir sebep olmadığını, dava konusu payların piyasa değeri üzerinden satın alındığını belirterek davanın reddini istemişler, mahkemece murise teban açılan davada muvazaa iddiasının yazılı delille ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Her ne kadar mahkemece gerekçede davanın murise teban açıldığı kabul edilmiş ise de; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davaların dayanağını 1.4.1974 gün, 1/2 sayılı İBK oluşturmaktadır. Anılan kararda kabul edilen ilke ve varılan sonuç şudur: miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar görünürdeki satış akdinin muvazaalı, gizli bağış sözleşmesinin ise yasada öngörülen biçim koşulunu taşımadığını ileri sürerek dava açabilirler. Buradaki en önemli husus, murisin  işlemi mirasçılarını aldatmak amacı ile yapmasıdır. Aldatılmak istenen tüm mirasçılar muvazaalı işlemin dışında kalan ve zararlarına işlem yapılan üçüncü kişi durumundadırlar. Böyle olunca da muris muvazaasına dayalı davalarda dava konusu hak halefiyet yolu ile muristen geçmesine rağmen, dava açma hakkı halefiyete dayanmayıp, aleyhine haksız fiil işlenen mirasçının kendisine ait haktan doğmaktadır. Bu tür olaylarda murisin iradesi ile mirasçısının yararı çatışmaktadır. Bir bakıma mirasçı yasal hakkını miras bırakana karşı korumaya çalışmaktadır. Murisin istediği bir davayı değil, murisin iradesine karşı bir dava açmaktadır.
    Hal böyle olunca; yukarıdaki ilkeler uyarınca iddia ve savunmanın araştırılması, toplanan delillere göre bir sonuca ulaşılması gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan  peşin harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine, 02.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi