21. Hukuk Dairesi 2018/3232 E. , 2019/2760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kanuni gerektirici nedenler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalılar... Taahhüt Ticaret Ltd.Şti. , ... A.Ş, ... A.Ş. ve ... A.Ş."ın tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dava, 20/01/2012 tarihli zararlandırıcı iş kazası sonucu % 36,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalılar ... A.Ş, ... A.Ş., ... A.Ş. açısından kusurları bulunmadığından bahisle davanın reddine, diğer davalı açısından davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile 199.453,16 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davalılar ... A.Ş, ... A.Ş., ... A.Ş."lerinden oluşan adi ortaklığın ...—Sivas Hızlı tren projesi alt yapı inşaat işini üstlendiği, bu ortaklığın da tünel yapım işini kazalı sigortalının işvereni diğer davalı ... Ltd. Şti. Ye verdiği, kazalının ... Köyü Mevkiinde T-9 tünel inşaatında çalışırken enjeksiyon hortumundaki tıkanıklığı gidermeye çalıştığı esnada, işçilerden Yahya Şenel"in yanlışlıkla enjeksiyon makinasının düğmesine basmasıyla aniden çalışan makinanın hortumunda biriken sıvının kazalının gözüne isabet etmesi ile kazanın meydana geldiği, adi ortaklığın asıl işveren olarak hareket ederek kontroller yaptığı, ayrıca kazalının adının yazılı olduğu iş sağlığı ve güvenliği eğitim katılım formlarında adi ortaklığın antetli kağıtlarının kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, haklarında davanın reddine karar verilen davalılar ile sigortalının işvereni arasında müteselsil sorumluluğu gerektiren asıl işveren-alt işveren(taşeron) ilişkisinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun"un 2.maddesine göre bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir.
İş Kanunu"nun 2.maddesinin 7.fıkrasına göre bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
5510 sayılı Kanun"un 12/6.maddesi ile de asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumlu tutulmuştur.
4857 sayılı Kanun"un 2/7.maddesi ile işçilerin İş Kanunu"ndan, sözleşmeden ve toplu iş sözleşmesinden doğan hakları, 5510 sayılı Kanun"un 12/6.maddesi ile de Kurumun alacakları ve işçinin sosyal güvenlik hakkı daha geniş koruma-güvence altına alınmak istenmiştir. Aksi halde, 4857 veya 5510 sayılı Kanun"dan kaynaklanan yükümlülüklerinden kaçmak isteyen işverenlerin işin bölüm veya eklentilerini muvazaalı bir biçimde başka kişilere vermek suretiyle yükümlülüklerinden kaçması mümkün olurdu.
Asıl işveren ile alt işverenin birlikte sorumluluğu "müteselsil sorumluluktur". Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte İş Kanunu"nun 2.maddesinin 6. fıkrası gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde mirasçıları tazminat davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, haklarında davanın reddine karar verilen davalılar ... A.Ş, ... A.Ş., ... A.Ş.."nin de asıl işveren oldukları açıktır. Buna göre adı geçen davalıların hüküm altına alınan tazminat tutarlarından kusurları bulunmasa dahi diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gözden kaçırılarak haklarındaki davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş, davacı lehine hüküm altına alınan tazminat tutarlarından tüm davalıları müştereken ve müteselsilen sorumlu tutmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalılar ..., ... ve ..."e iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalı ... İnş. Taahhüt Ticaret Ltd.Şti"ne yükletilmesine, 09/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.