20. Hukuk Dairesi 2014/6125 E. , 2014/7483 K.
"İçtihat Metni"...
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiğ... mevkiinde bulunan toplam iki parça taşınmazın, tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, dava dilekçesinde sınırları yazılı ve 02.03.2005 tarihli krokide (A1)=3500 m2, (A2)=3500 m2, (A3)=3501 m2, (B1)=1646 m2, (B2)=2800 m2, (B3)=2800 m2, (B4)=3623 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar hakkındaki davanın kabulü ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/12/2007 tarih, 2007/5339 - 16754 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın yeterli olmadığı açıklandıktan sonra bölgeye ait 1992 yılında Aero fotogrametri yöntemiyle üretilen N.33.-d. 07-a numaralı paftada bu haritanın düzenlendiği tarihte kullanılan arazilerin tasarruf sınırlarının açıkça görüldüğü, incelenmesinde dava konusu taşınmazlardan (A1) ile işaretli bölümün kuzeydoğu köşesinin haritanın düzenlendiği 1992 yılında kullanılmadığının anlaşıldığı, dava tarihine kadar 20 yıllık süre geçmediğinden fen bilirkişisinden ifraz krokisi alınarak bu bölümle ilgili davanın reddinin gerektiği, davacı ...’in dayandığı ve (A1) harfli taşınmazın dışında kalan ve (A) ve (B) ile işaretli bölümlere uyduğu kabul edilen Ağustos 1318 tarih 308 ve Ağustos 1934 tarih 75 nolu tapu kayıtlarının ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile yerel tapu iadesinden ayrı ayrı istenmesi, yine bölgeye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile taşınmazların zilyetlik durumlarının belirlenmesi, yerel bilirkişi ve zilyet tanıklarının beyanlarının denetlenmesi bakımından 1980’li ve 1990’lı yıllarda üretilmiş memleket haritası ve hava fotoğraflarının bulunduğu yerlerden istenmesi, bundan sonra yerel bilirkişiler, üç orman mühendisi ve bir fen memuru eliyle keşif yapılarak, en eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritası ile 1980"li ve 1990"lı yıllarda üretilmiş hava fotoğrafları ve memleket haritasının taşınmazlara uygulanması; dava konusu yerlerin toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi, 3402 sayılı Kanunun 20/A-B-C maddelerine göre tapu kaydı kapsamının belirlenmesi, tapu maliki Zeliha ile davacı ..."in irsî ya da akdî ilişkisinin tespit edilmesi; mülkiyet belgesi olmayan ve zilyetlikle birleşmeyen vergi kayıtlarına değer verilemeyeceğinin düşünülmesi, 1980’li ve 1990’lı yıllarda üretilmiş hava fotoğrafı ve memleket haritalarının özel stereoskopik aletlerle incelenmesi sonucu bu belgelerde
- 2 -
2014/6125 - 7483
kullanılmayan ve zilyet edilmeyen yer olarak görülmekte ise, bu resmî belgelere aykırı olan yerel bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemeyeceğinden, orman sınırları dışında kalmış olsa bile, dava tarihine göre 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından bu bölümlerle ilgili davanın da reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş; davanın kısmen kabulüne; fen bilirkişisi.... 13/07/2011 tarihli rapor ve krokisinde (A1-a) 2776 m2, (A2) 3500 m2, (A3) 3503 m2 (B1) 1647 m2, (B2) 2800 m2, (B3) 2800 m2, (B4) ile işaretli 3623 m2 olarak belirtilen taşınmazların ... mirasçıları adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 09.03.1982 tarihinde ilânı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yere en yakın Namrun çalışma alanında genel arazi kadastrosu 05.09.1957 tarihinde kesinleşmiş, davalı taşınmazların bulunduğu yer, kadastro çalışma alanı dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 11/09/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.