3. Hukuk Dairesi 2016/7374 E. , 2017/14357 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki geçici abonelik tesisi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... İli ... İlçesi ... Mahallesi... Sokak ... Evleri Sitesinde (18038 ada 1 parsel üzerinde) bulunan 9. Blok 9 nolu bağımsız bölümde kiracı olarak ikamet ettiğini, elektrik aboneliği tesis edilmesi için davalı şirkete yapmış olduğu başvurunun iskan işlemlerinin tamamlanmamış olması nedeniyle reddedildiğini ileri sürerek; İmar Kanunun geçici 11. maddesi uyarınca geçici elektrik aboneliği tesisine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; İmar Kanunu"nun 31. maddesi uyarınca davacıyla abonelik sözleşmesi yapılmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; bulunduğu binaya ait mimari projede ve tapu kayıtlarında yer almayan dava konusu bağımsız bölümle ilgili tadilat projesinin de yapılmadığı, bu durumda geçici abonelik için gerekli yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. madde hükümleri uyarınca, yapı kullanma (iskan) izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün değildir.
Hâl böyle iken, yasa koyucu; ülkemizde, yapı (inşâat) ruhsatı alınmadan inşa edilmiş ya da yapı (inşâat) ruhsatı alınmasına rağmen, yapı kullanma (iskân) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 5784 sayılı Kanunun 25. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen geçici 11. madde ile bir istisna getirmiştir.26.07.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren geçici 11. madde; "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon,
kanalizasyon, doğalgaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan abonelikler de ait olduğu gruba dönüştürülür." hükmünü içermektedir.Madde içeriğinden de görüldüğü üzere; yasa koyucu, getirdiği istisnanın uygulanma süresini sınırlandırmakla yetinmemiş; ayrıca, kanunun uygulanmasını bazı şartların gerçekleşmiş olmasına da bağlamıştır. Bu nedenle, geçici abonelik tesisi işlemlerinde; kanunda sayılan şartların tamamının mevcut olduğu işlemin tesis edilmesini isteyen kişi tarafından ispat edilmeli; ayrıca, işlemi tesis edecek kuruluşlar (ve dava yolu ile tesis edilmesi istenildiği takdirde davaya bakan mahkeme) tarafından da süre sınırının aşılıp aşılmadığı denetlenmelidir.Buna göre, 12.10.2004 ila 26.07.2008 tarihleri arasında alınan yapı (inşâat) ruhsatına göre yapılmış, ancak kullanma izni alınmamış yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon, doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi ve yapıda ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması hâlinde, kullanma izni alınıncaya kadar ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. 12.10.2004 tarihinden önce inşa edilen yapılarda ise yapı (inşâat) ruhsatı alınmış olma şartı dahi aranmamaktadır. Diğer bir deyişle, 12.10.2004 tarihi ile 26.07.2008 tarihleri arasında yapı (inşâat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olan yapılar için kanunen aranan koşullar, 12.10.2004 tarihinden önce inşa edilen yapılar için aranmayacaktır. Geçici elektrik veya su aboneliğinin tesisi için, yapının 12.10.2004 tarihinden önce yapıldığının ispatı ve oturmaya elverişli olması yeterlidir, bunlar dışında başka bir şart aranmaz.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava konusu 9 nolu bağımsız bölümün bulunduğu binanın 23.06.1994 tarihli mimari proje uyarınca yapımına başlandığı, yapı (inşaat) ruhsatının 24.03.2000 tarihinde yenilendiği, fenni mesul tarafından düzenlenen 25.03.2010 tarihli statik uygunluk raporunda; binanın yapı ruhsatı eki projelere, belgelere, uyulması zorunlu standartlara, fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapıldığı ve iskana hazır hale geldiğinin belirtildiği, dava tarihinde halen yapı kullanma (iskan) izninin alınmamış olduğu, yargılama sırasında davacı tarafça dava konusu 9 nolu bağımsız bölümün mimari proje ve yapı ruhsatına aykırı olarak 12.10.2004 tarihinden önce yapıldığının ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.
Buna göre, mahkemece; davacı tarafça ileri sürülen iddia ile yukarıda açıklanan bilgi ve belgelerin incelenmesi, bu bağlamda davacıya dava konusu bağımsız bölümün yapıldığı tarihi ispat imkanı tanınması, ayrıca dava konusu bağımsız bölümün yer aldığı siteye ait tapu kayıtları, mimari proje ve diğer belgelerin ilgili kurumlardan getirtilip, 12.10.2004 tarihinden önce yapılıp yapılmadığı, 12.10.2004 tarihinden sonra yapılmış ise bulunduğu binanın inşaat projesine ve yapı ruhsatına uygun hale gelip gelemeyeceği, bina inşaat projesinin tadilinin mümkün olup olmadığı ve buna göre dava konusu yerin 3194 sayılı İmar Kanunun ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun ilgili maddeleri gereğince, niteliğinin mesken olarak yasal hale getirilip tapuya tescilinin sağlanıp sağlanamayacağı hususlarında keşif de yapılarak konusunda uzman bilirkişi heyetinden, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi..