20. Hukuk Dairesi 2014/5364 E. , 2014/7561 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi uyarınca, taşınmaz, önce orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş, daha sonra 16.11.2007 tarihinde kadastro komisyonunca; 04.10.1994 gün 6780 sayılı yazısıyla, ekli krokide (B) ile işaretlenen 23.374,68 m2 yüzölçümündeki taşınmazın köy yerleşim alanı olarak belirlendiği, bu bölümün 22.813,08 m2"sinin 32084,155 m2 yüzölçümündeki 201 ada 1 sayılı orman parselinin içinde kaldığından söz edilerek, (B) ile işaretlenen taşınmaz planına uygun olarak ifraz edilmek suretiyle, 9875,39 m2 bölümü orman niteliğiyle ve 208 ada 1 parsel sayısı ile yeniden Hazine, diğer bölümlerinin de köy yerleşim alanı planlarına uyularak, bir bölümü yol olarak ayrıldıktan sonra kalan bölümü köy yerleşim planı gereğince oluşturulan tapu kayıtları esas alınarak yine plana uyulmak suretiyle gerçek kişiler adına tespit edilmiştir. Kişiler adına tespit edilen bu taşınmazlardan 211 ada 2 parsel sayılı 362.39 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Kasım 1999 tarih ve 7 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak ... adına tespit edilmiştir. Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Dava, edilmiş, Hazine ve Valilik Özel İdare Müdürlüğü davanın reddini isteyerek davalının yanında yer almıştır.
Mahkemece davanın KABULÜNE, çekişmeli parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi üzerine yerel mahkeme hükmü Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.12.2011 tarih ve 2011/13832-14043 Esas ve Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi raporu yetersiz olup hükme esas alınamaz. Şöyle ki; çekişmeli parsel ile çevresinin eylemli taşlık ve çalılık iken, 442 sayılı Köy Kanununa 7 ek madde eklenmesine ilişkin 20.05.1987 gün ve 3367 sayılı Yasa kapsamında, Orman Yönetimi dahil ilgili kurumlardan alınan görüş ve inceleme raporları ile yapılan etüd sonucu İmranlar köyü yerleşim alanı olarak belirlendiği, 1/1000 ölçekli tarafından 19.09.1991 tarihinde onaylandıktan sonra tapuya kayıt edildiği, daha sonra parsellenmek suretiyle ihtiyaç sahibi olarak belirlenen köylülere satıldığı, çekişmeli parsel ile etrafındaki diğer parsellerin Orman Yönetimi tarafından aynı sav ile dava konusu edildiği, aynı gün temyiz incelemesi yapılan dava dosyalarından anlaşılmaktadır.
Çekişmeli parsel ve çevresinin aynı yapıda üzerine evler ve müştemilatları yapıldığı, bahçesinde az sayıda meyve ağaçları dikildiği, arsa olarak kullanılan yerler olduğu, eğimin % 12" den az olduğu yönü de tartışmasızdır.
Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, çekişmeli parsel ile diğer dosyalarda dava konusu edildiği anlaşılan parsellerin, öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olup olmadığı yönündedir. Ne var ki; aynı tarih ya da bir birine yakın tarihlerde yapılan keşifler sonucu orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporlarda, çekişmeli parsel ile çevresinin 1957 tarihli memleket haritasında ve bu haritaların yapımında kullanılan 1953 çekimli hava fotoğrafında orman olarak nitelendirildiği bildirildiği halde, ekli memleket haritasında bitki örtüsünü sembolize eden işaretlerin silik çıkması nedeniyle görülemediği, orman ya da maki sembolü olup olmadığının ayırt edilemediği, hava fotoğrafında ise denetime olanak tanınmayacak biçimde (küçük bir çizgi şeklinde) işaretlendiği gibi, çekişmeli parselin hava fotoğrafında işaretlendiği yerin, bilirkişi raporunda söylenenin aksine açık renkli olduğu, üzerinde yer yer ve dağınık çalılık bulunduğu, çekişmeli parsel köy yerleşim alanı olarak belirlenen ve dağıtılan diğer parseller ile bir bütün olarak düşünüldüğünde, etrafında çepe çevre ormansız açık alanlar bulunduğu görülmektedir. Çekişmeli parsel ve çevresinin köy yerleşim yeri olarak belirlenmesi sırasında ilgili kurumlardan özellikle Orman Yönetiminden alınan görüşte de bu bölgenin orman saylan yerlerden olmadığı bildirildiğine göre, orman yüksek mühendisi bilirkişinin eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritasını doğru uygulayıp uygulamadığı ve doğru yorumlayıp yorumlayamadığı konusunda tereddüt oluşmaktadır. Öyleyse mahkemece anılan hususlar gözetilerek yapılacak inceleme ve araştırma ile birlikte, yöredeki bitki örtüsünü gösteren sembollerin açıkça ayırt edilebileceği, ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddi ile, dava konusu 211 ada 2 parsel sayılı taşınmaz kadastro komisyon kararı gibi davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro komisyon kararına itiraz istemiyle dava açmıştır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmıştır.
Kadastro tesbitine esas alınan tapu kaydı, köy yasası hükümlerine göre köy yerleşim yeri olarak Hazine adına ihdasen oluşturulan tapu kaydından ifrazen, Hazinenin ihaleyle satışı sonucu davalı gerçek kişi adına tescil edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince alınan uzman orman bilirkişi kurulu raporuna göre taşınmazın “orman sayılmayan yerlerden” olduğu belirlenerek hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 11/09/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.