20. Hukuk Dairesi 2016/14253 E. , 2019/4715 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyü, ... mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Hazine, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek, Hazine adına tescili istemiyle Medenî Kanunun 713/6. maddesi uyarınca karşı dava açmıştır. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 23.06.2009 günlü fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4013,722 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, (A1) ve (B) ile gösterilen yere ilişkin talebin reddine dair verilen karar davalı Hazine tarafından temyiz edilmiş, Dairemiz 2010/12654 E. -15467 K. sayılı kararı ile çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında ve ayrıca Devletin hüküm ve tasarrufu altında öncesi ve halen orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, davacı gerçek kişinin bu yeri Hazineye karşı 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar ve ihya ile zilyetlik yoluyla kazanıldığını kanıtlaması gerekeceğinden, tespit tarihine kadar davacı kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, hükme ... yapılan bilirkişiler tarafından düzenlenen krokili raporda (A1 ve B) ile işaretlenen yerlere yönelik aleyhindeki hükmü davacı kişi temyiz etmediğinden usulî kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiğine değinilmiştir.
Bozma kararına uyulması sonrasında mahkemece davacının davasının kabulü ile Mersin ili, Anamur ilçesi, ... mahallesi (eski 130 ada 670 parsel) yeni 782 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaliyle tarla vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu daha sonra 1977 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır.
Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1974 yılında yapılmış ve 30.12.1974 tarihinde kesinleşmiştir. Tapulama çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz taşlık olarak tapulama harici bırakılmıştır. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra temyize konu taşınmazın tarla vasfıyla davacı adına tesciline karar verilmiş ise de çekişmeli taşınmazın bozma ilamından önce (A), (A1) ve (B) ile gösterilen bölümlerinden oluştuğu (A) harfi ile gösterilen bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (A1) ve (B) ile gösterilen kısım yönünden ise davanın reddine karar verildiği ve (A1) ve (B) ile gösterilen bölümünün davacı kişi tarafından temyiz edilmediği ve Hazine lehine usulî kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmıştır. Bozma kararı sonrasında mahkemece yapılan
incelemede dava konusu edilen (A) harfi ile gösterilen kısmın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu belirlenmiş ve bu kısmın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Anamur ilçesi, ... köyünde 3402 sayılı Kanunun Ek 8. maddesi gereğince tescil harici yerlerin kadastro çalışmaları tamamlanmış, dava konusu taşınmazın (A) ve (A1) ile gösterilen kısmının 132 ada 670 (yeni 782) parsel sayısı aldığı, ancak mahkemece usulî kazanılmış hak kapsamında kalan (A1) bölümü yönünden Hazine adına tescil kararı verilmesi gerekirken bu bölümün hangi parsele isabet ettiği tam olarak belirlenmeden karar verildiği bu şekilde taraflar yararına usulî kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Usule ilişkin kazanılmış hakka aykırı karar verilmesi, usul ve kanuna uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir. Usul kanunumuzda usulî kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm konulmuş değilse de kararın temyiz edilmesi sonucunda verilen kararın hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamanın yanı sıra, mahkemelerden verilecek kararlarda hukukî istikrarın sağlanması amacına ulaşılması için uygulamada kabul edilmesi nedeniyle, usulî kazanılmış hak kavramı, kamu düzenine ilişkin ve usul hukukunun dayandığı ana esaslardandır. Usulî kazanılmış hak için kanunda açık hüküm bulunmaması, onun kabul edilmemesini gerektirmez.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece temyize konu taşınmaz içerisinde (A1) ile gösterilen kısım var ise bu kısmın Hazineye tescili gerekirken, usulî kazanılmış hak gözetilmeden anılan şekilde davanın kabulü usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/07/2019 günü oy birliği ile karar verildi.