1. Hukuk Dairesi 2020/3862 E. , 2021/4484 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın usulden reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak, davanın kabulüne, yargılama giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yargılama giderlerine hasren ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında akdedilen genel kredi sözleşmesinin temini için maliki olduğu 1260 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki C -Blok 1 nolu bağımsız bölüm üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle başlatılan takip sonucunda taşınmazın alacağına mahsuben davalıya ihale edildiğini, taşınmazın davalı adına tescilinden sonra açılan ihalenin feshi davasının kabul edilip kesinleştiğini, davalı adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığını, mahkeme kararı olmadan da tescilin talep edilebileceğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının eldeki davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; ihalenin feshi kararının kesinleşmesiyle davalı adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiği, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, ancak ihale kesinleşmeden davalı adına tescilin yapılmış olmasının davalının kusurundan kaynaklanmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu 1260 ada 1 parsel sayılı taşımazdaki C-Blok 1 nolu bağımsız bölüm üzerinde davalı banka lehine 30.05.2011 tarihinde ipotek tesis edildiği, davalının İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2012/1578 Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığı, takip sonucunda yapılan ihale ile taşınmazın 24.10.2013 tarihinde alacağına mahsuben davalı banka tarafından satın alındığı,davacı tarafından 09.01.2014 tarihinde ihalenin feshi davası açıldığı, 17.01.2014 tarihinde davalı banka adına taşınmazın tescil işleminin yapıldığı,ihalenin feshi davasının Trabzon İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/12 Esas, 2014/670 Karar sayılı kararıyla kabul edildiği, kararın taraflarca temyiz edilmeyerek 05.05.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; ihalenin feshi davasının kesinleşmesiyle davalı adına oluşan tescilin dayanaksız kaldığı ve yolsuz tescil niteliğine dönüştüğü gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Bölge Adliye Mahkemesince dava kabul edilerek iptal ve tescile hükmedilmiş, ancak ihale kesinleşmeden davalı adına tescilin yapılmış olmasının davalının kusurundan kaynaklanmadığı gerekçesiyle harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulmamasına karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nun 323. maddesinde yargılama giderlerinin kapsamı düzenlendikten sonra, 326. maddesinde ‘’ Yargılama giderlerinden sorumluluk ‘’ başlığı altında aynen; ‘’ (1) Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. ... ‘’ ve 327/1. maddesinde; ‘’ Gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet vermiş olan taraf, davada lehine karar verilmiş olsa bile, karar ve ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilir. ‘’ düzenlemelerine yer verilmiştir.
Somut olayda, davacı taraf yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanarak eldeki davayı açmış, davalı ise açılan davayı kabul etmediği gibi, davanın reddi yönündeki itirazlarını kanun yolları aşamasında dahi sürdürmüştür. O halde, davacının dava açmadan önce hakkını elde edebileceğinden bahsedebilme olanağı yoktur.
Hâl böyle olunca, 6100 sayılı HMK’nin 326/1. fıkrası gözetilerek yargılama giderlerinden davada haksız çıkan davalı sorumlu tutularak, davacı yararına yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 22/09/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.