3. Hukuk Dairesi 2017/1342 E. , 2017/14498 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 24.10.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının davacılara ait taşınmazda kiracı olduğunu, kira borcunun ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında başlatılan ... 15. İcra Müdürlüğü"nün 2013/10830 sayılı icra takibinin haksız itirazla durdurulduğunu, davalının 24.06.2008 tarihli makbuzla 2007 yılına ilişkin 6.250,00 TL kira bedelini ödediğini, bu makbuzun kira ilişkisini kanıtladığını, kiracılık sıfatının bulunmadığı iddiasının kötü niyete dayandığını, TBK.nun 363. maddesine göre kira bedelinin her kira yılının en geç kira süresinin sonunda ödenmesi gerektiğini belirterek itirazının iptaline, tazminata ve taşınmazın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 25.000,00 TL asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden aynı şartlarda devamına, 5.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tahliye davasının reddine dair verilen karar Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 13/10/2015 tarih ve 2015/8276 E. – 8400 K.sayılı ilamı ile; tarafların diğer tüm temyiz itirazları reddedilerek, kira sözleşmesinin başlangıcı ve süresi tespit edildikten sonra 6098 sayılı TBK 314.maddesi dikkate alınarak belirlenen vade tarihinden itibaren 6098 sayılı TBK"nun 120 vd. maddeleri de gözönüne alınarak işlemiş faiz hesabı yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece; bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda; itirazın iptali davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamı öncesinde mahkemece 25.000,00 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar taraflarca temyiz edilmiş, diğer hususlara ilişkin temyiz itirazları reddedilerek sadece faize ilişkin olarak verilen bozma ilamına mahkeme uyduktan sonra yeni kararında ise davanın reddine karar verilmiştir. İlk karar sadece davacı tarafın temyiz itirazları üzerine bozulmuş olup bozma ilamından sonra davanın reddine yönelik hüküm kurulması yargılama ve temyizin temel ilkelerinden olan usuli kazanılmış hak kuralının çiğnenmesi mahiyetindedir.
04.02.1959 tarih 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Çünkü, müktesep hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak sonucu dairesinde hüküm kurulmalıdır.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Mahkemece, usuli kazanılmış hak kuralı bir yana bırakılarak temyiz eden davacı aleyhine olacak şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.