Esas No: 2021/13308
Karar No: 2022/8238
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13308 Esas 2022/8238 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarpmasıyla oluşan kaza sonucunda davacının yaralanıp % 28 oranında malul kaldığını belirterek, 5.000 TL sürekli işgücü kaybı tazminatının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etti. Dava kabul edildi ve daha sonra yapılan itiraz sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildi. Karar temyiz edildi ve mahkeme kararı bozdu. Kararda, hesaplamalarda mevcut hataların olduğu belirtildi ve bilirkişiden ek rapor alınarak, hesaplamaların tekrar yapılması gerektiği belirtildi. Ayrıca, vekalet ücretinin tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmediği için fazla (nispi tam) vekalet ücretine karar verilmesi doğru görülmedi. Kanun maddeleri olarak, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi belirtildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının kabulüyle davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarpmasıyla oluşan kaza sonucunda davacının yaralanıp % 28 oranında malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 22/12/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 197.393,53 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını, maluliyet oranını kabul etmediklerini, tazminattan hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile 197.393,53 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının 01/07/2020 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile UHH kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulüne ve 187.445,68 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının 01/07/2020 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, davacının maluliyet oranının belirlenmesi için alınan 05/02/2020 tarihli raporda, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yerine 20/02/2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması doğru değilse de, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan ve maluliyet tayinine esas alınan arazlara ilişkin her iki yönetmeliğin de aynı maluliyet oranını tayin ettiği dikkate alınarak, bu hususun bozma sebebi yapılmamış olmasına; kazaya karışan karşı araçta yolcu olan davacı bakımından (davalı yararına) hatır taşımasının sözkonusu olamayacağı dikkate alındığında, anılan sebeple tazminattan indirim yapılmamasının yerinde olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve karara esas kabul edilen 04/12/2020 tarihli aktüer raporunda, TRH 2010 Yaşam Tablosu'ndaki bakiye ömür süresi yerine tablodaki son yaş olan 99 yaşa kadar hesaplamanın yapıldığı; İHH tarafından rapordaki hesap tekniğinin uygun bulunduğu gerekçesiyle, davalının itirazının reddine karar verildiği görülmektedir.
Her ne kadar davacı aleyhine sonuçlar veren hesap tekniği (TRH 2010 ve % 1,8 teknik faiz) kullanılarak tazminat belirlenmişse de, bu hesap tekniğine davacı yanca itiraz edilmediği dikkate alındığında, ZMSSGŞ ile belirlenen hesap tekniğinin tüm yönleriyle uygulanmasının gerekeceği açıktır. Bu itibarla, genel şartlarda belirtilen biçimde hesaplama yapmayan rapor, karara esas alınabilecek nitelikte olmadığından, bu hususta yapılan İHH incelemesi eksiktir.
Diğer yandan; karara esas alınan maluliyet raporu, davacının 13/01/2019 tarihli kazadaki yaralanmasına ilişkin olup, bu zarar için tazminat talep edildiği halde, karara esas alınan aktüer raporunda tazminat hesabının 18/01/2018 tarihinden itibaren (fazla hesaplama) yapılması hatalı olup, rapor bu yönden de hükme esas alınabilir nitelikte değildir.
Açıklanan nedenlerle; kararı tazminat hesap biçimi bakımından sadece davalı taraf temyiz ettiği ve rapordaki diğer hususlarda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu için, hesabın 2020 verileriyle ve işlemiş/ işleyecek devre belirlemesinde 2020 yılı esas alınarak yapılması gerektiği dikkate alınarak, ... Genel Şartları gereği davacının muhtemel bakiye ömür süresi (tablodaki son yaş olan 99 yaşa kadar değil, hesap tarihindeki yaşına göre saptanacak bakiye ömür süresi) için ve irat katsayılarının belirlenmesinde "devre başı ödemeli belirli süreli rant" formülü kullanılarak hesaplamanın yapılması; ayrıca kaza tarihinin 13/01/2019 olduğu dikkate alınarak hesaplamanın yapılması hususunda, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre (davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar korunarak) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla (nispi tam) vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İHH kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.