8. Hukuk Dairesi 2012/3389 E. , 2012/5320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 27.01.2012 gün ve 907/76 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacı vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaşa tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.06.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kagıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... bizzat ve vekili Avukat ... (... ve karşı taraftan davalılar ... ve ... vekili Avukat ... geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, dava konusu 1042 ada 27 parselde 26 numaralı depolu dükkanın evlilik içinde tamamen davacının kendi geliri ile alındığını, ama davalı ... üzerine tapuda tescil edildiğini, boşanma davası açıldıktan sonra davacının katılma payını azaltmak için davalı ... tarafından diğer davalılara muvazaalı şekilde devrettiğini açıklayarak, öncelikle muvazaa nedeniyle yolsuz tescilli tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere katkı payı, katılım payı, değer artış payı karşılığı olan bedelinin şimdilik 10.000 TL"nin davalılardan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, alım sırasında ve öncesinde kadının herhangi bir geliri olmadığını, ev hanımı olup dükkanın tamamen davalının esnaf olarak elde ettiği gelirleri ile alındığını, sadece dükkanın vergi kayıtlarının davalının SSK’dan emekli olabilmesi amacı ile davacı üzerine yapıldığını, öncesinde davalının Kayseri’de kaset satışı yaptığı işyeri olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılar Tamer ve Pınar vekili, vekil edenlerinin dükkanı internetten ilandan bulup, ...’ten parasını ödeyerek satın aldıklarını, paranın Tamer’in babası ...ün hesabından ödendiğini, ortada muvazaa olmadığını, ...’in isteği üzerine tahliye taahhüdü alarak dükkanı boşaltabilmesi için süre verildiğini ama ...’i taahhüde uymadığını ve dükkanı boşaltmadığını, hakkında tahliye, elatmanın önlenmesi için dava açıldığını, dolandırıcılıktan da suç duyurusunda bulunduklarını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu dükkanın davalı ... tarafından satın alındığı tarihte davacı ile davalı ... arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, dükkanın davalı ...’in kişisel malı olduğunun kanıtlanamadığı, taşınmazın keşif tarihi itibariyle değeri olan 365.000 TL"nin yarısı 182.500 TL olarak davacının katılma alacağı olduğu kabul edilmekle birlikte talep miktarının gözönüne alınması ve ... yönünden davanın kabulü gerektiği, mal rejimi tasfiyesinin TMK.nun 202 ve devamı maddeleri gereğince eşler arasında geçerli olduğundan diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile davacının katkı payına ilişkin davasının davalı ... yönünden kabulüne, 10.000 TL katkı payı alacağının davalı ..."tan alınıp davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, katkı payı davasının diğer davalılar ... ve ... yönünden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflardan Keziban ile ...21.09.1993 tarihinde evlenmişler, 02.07.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 09.11.2010 tarihinde kesinleşmesiyle mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
Dava konusu 1042 ada 27 parselde 26 numaralı depolu dükkan 27.01.2006 tarihinde satın alma yoluyla davalı ... adına tapuya tescil edilmiş, 28.07.2010 tarihinde ... tarafından diğer davalılar Tamer ve ...’e tapuda satılarak devredilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar, dosya kapsamı ve taşınmazın edinme tarihi itibarıyla taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olup, davacının isteğinin öncelikle muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere katılma alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Davada öncelikle muvazaa sebebiyle iptal ve tescil isteğinde bulunulmuş ise de mahkemece bu istekle ilgili 10.01.2012 tarihli celsede tapu maliklerine karşı açılması ve konusunun farklı olması sebebiyle tefrik kararı verilmiş, eldeki dosyadan ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmiştir. Bu durumda artık mahkemece muvazaa sebebiyle iptal tescil isteği bakımından hüküm kurulma imkanı kalmadığına göre yazılı şekilde bu hususta olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması yerindedir.
Davacının katılma alacağına gelince; Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir. TMK.nun 219.maddesi 1.fıkrası hükmüne göre her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri edinilmiş maldır. TMK.nun 222/1. maddesine göre ise belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispatla yükümlüdür.
Bu açıklamalar ışığında dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, özellikle davacı tarafından alımda çalışarak elde edilen gelir dışında herhangi bir kişisel mal veya gelirle katkı iddiası, davalı tarafın ise savunmasında belirtilen Kayseri’de adına kayıtlı işyerinden elde ettiği 01.01.2002 öncesi gelirle satın aldığı ve bu sebeple dava konusu taşınmazın kişisel mal olduğu savunması ispatlanamadığına, bu hususta maddi veya somut bir belge sunulmadığı gibi dinlenen tanık ifadeleri de soyut ve ispata yeterli nitelikte olmadığına, TMK.nun 222. maddesine göre aksi kanıtlanamadığından evlilik birliği içinde edinilmiş mal olduğu anlaşılan dava konusu dükkanın karar tarihine en yakın değeri göz önünde bulundurularak TMK.nun 219, 231, 235 ve 236. maddelerine göre usul ve yasaya uygun olarak, davacının talebi ile bağlı kalınarak davacının fazlaya ilişkin hakları da saklı tutulmak suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olduğuna göre bu hususa yönelen temyiz itirazları yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümleri yazılı davalı ..."a ait 594,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna ve 148,50 TL peşin harcın da onama harcına mahsubu ile kalan 445,50 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 05.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.