3. Hukuk Dairesi 2016/7221 E. , 2017/14660 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde, davalı kurumun 6082 abone nolu elektrik tesisatı hakkında 12.12.2012 tarihinde 13.190,20 TL tutarında para cezası kestiğini, kuyusunda su kalmadığı için elektrik borcunu ödemek ve sayaç aboneliğinin iptali için davalı kuruma başvurduğunu, davalı kurumun ekipleri sayacı sökmeye geldiklerinde haksız olarak sayacın dış mühürleri sağlam olduğu halde yanık olarak tutanağa geçirdiklerini ve sonrasında söz konusu cezanın kesildiğini beyan etmekle haksız olarak kesilen 13.190,20 TL tutarında bir borcunun olmadığının tespiti ile söz konusu borcun faiziyle birlikte iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, davacı tarafın sayaca müdahale olmadığına dair beyanlarını kabul etmediklerini, kaçak tespit tutanağı resmi belge mahiyetinde olduğundan davacı tarafın iddialarını ancak resmi belge ile ispatlanmasının mümkün olduğunu, söz konusu kaçak enerji kullandığının anlaşılması halinde kullanmış olduğu enerji miktarının tespiti ve tahakkuku hakkında uygulanacak esaslara ilişkin tespitlerin 622 sayılı EPDK kurul kararlarına göre yapıldığını bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının 10.669,78 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi, raporunda özetle; davalının davacıdan kaçak elektrik kullanım bedeli olarak talep edebileceği miktarın 2.520,42 TL olduğu, EPDK ve Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi gereğince kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak sürenin; tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme ve son
endeks okuma işlemlerinden en son yapılanın işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süre olduğunu, bu nedenle yönetmeliğe göre, davalının ek tahakkuk talebinin yerinde olmadığını açıklamıştır. Davalı ise, bu rapora hüküm kurmaya elverişli olmaması, mevzuata aykırı olarak hesaplama yapılarak rapor düzenlenmesi, kaçak kullanım dönemlerinin belirtilmemesi, kaçak ek tahakkukun hesaplanmaması yönleriyle itiraz etmiştir. Mahkemece, her ne kadar alınan rapora itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; davalının itirazları bilirkişilerce karşılanmamıştır, rapor bu haliyle denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişi heyeti dışında uzman bilirkişi heyetine verilerek Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.