3. Hukuk Dairesi 2017/12880 E. , 2017/14672 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nafaka arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde; davalı ile 2004 yılında boşandıklarını, müşterek çocukları ... için 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan 3 yıl geçtiğini, çocuğun epilepsi hastası olup sürekli tedavi masrafları bulunduğunu, sürekli ... ’ya götürüp getirdiğini, davalı baba tarafından halen aynı nafakanın ödendiğini, kızının giderlerine yetişemediğini ileri sürerek; iştirak nafakasının 300 TL"ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, duruşmadaki beyanında; açılan davayı kabul etmediğini, 450 TL ücret aldığını, evli olup ekonomik durumunun kötü olduğunu beyan etmiş, ancak 100 TL nafaka ödeyebileceğini açıklamıştır.
Mahkemece; boşanmadan sonra davalının yeniden evlendiği, masrafların da artış olduğu ve davalının Yeşilvadi Sır sitesinde kapıcı olarak asgari ücretle çalıştığı, ödeyebileceği iştirak nafakasında herhangi bir artış olmadığı gibi, davacı vekilinin sunmuş olduğu belgelerden tarafların ortak çocuklarının tüm tedavi masraflarının devlet tarafından karşılandığı, ilaç katkı payından dahi muaf olduğu anlaşılmakla; iştirak nafakasının arttırılması yönünde açılan davanın ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.TMK.nun 330. maddesindeki düzenleme; "Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir," şeklindedir.TMK"nun 331.maddesi uyarınca da; Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine, nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak, ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle, takdiri gerekir.Yukarıda bahsedilen kanun hükümleri gereğince, iştirak nafakasına ilk kez hükmedilen 2004 tarihinden, dava tarihine (25.04.2007) kadar geçen sürede ekonomik göstergelerdeki değişikler yanında çocuğun ihtiyaçlarının da arttığı gözetilerek, hakkaniyete uygun bir miktarda iştirak nafakası artışına karar verilmesi gerekmektedir.O halde, davacı anne ve davalı babanın sosyal ve ekonomik durumunun ayrıntılı şekilde araştırılarak gelir durumlarının tam ve sağlıklı bir şekilde saptanması sonrasında, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, çocuğun 03.05.2006 tarihli Sağlık Kurulu raporuna göre Epilepsi hastası olması, davacı annenin katkısı da dikkate alınarak, davalı babayı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde, TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre, çocuk lehine uygun bir iştirak nafakası artışına hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.