3. Hukuk Dairesi 2016/4114 E. , 2017/14740 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, profesyonel çalışma hayatı devam etmesi şartı ile davalıya aylık 7.500 TL yoksullık nafakasını ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, 31.12.2013 tarihi itibariyle emekli olduğunu, profesyonel olarak çalışma şartının ortadan kalktığını, buna rağmen davalı tarafından yoksulluk nafakası alacağı talebiyle icra takibinde bulunulduğunu belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespitini, icra takibinin iptalini ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; davacının profesyonel olarak çalışmaya devam ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; ilama dayanan alacaklarda takip konusu borcun ödendiğinin İİK.nun 33/a maddesinde belirtilen belgeler ile İcra Mahkemesinde ispatlanabileceği ve menfi tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, yoksulluk nafakası koşulları ortadan kalktığından bahisle davalıya borçlu omadığının tespiti istemine ilişkindir.İcra İflas Kanunu ve Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarına göre, ilamlı icrada menfi tespit davası açılması mümkündür. Borçlu ilamı icra takibi üzerine önce İcra İflas Kanunu 33 ve 33/a maddelerine göre, icra emrinin tebliği üzerine 7 gün içerisinde veya duruma göre süresiz olarak dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak takip öncesinde borcunun zaman aşımına uğradığını imhal veya itfa (ödeme) edildiğini ileri sürerek icranın geri bırakılmasını isteyebilir. Aynı maddeye göre itfa veya imhal iddiası yetkili icra mahkemelerince resen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde, icra mahkemesinde icra geri bırakılır. Bu yol borçlu için daha kısa bir yoldur. Ancak, borçlunun elinde iddiasını ispata yarar yukarıda bahsi geçen kanun maddesinin aradığı belgeler yoksa bu sefer borçlu İİK 72. maddesine dayalı olarak borçlu bulunmadığının tespiti için genel mahkemelerde menfi tespit davası açabilir.Menfi tespit davası borçlu lehine sonuçlanırsa İİK 72/4 maddesi gereği takip derhal durur. Menfi tespit davasının kesinleşmesi üzerine de münderecatına göre veya ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Bu şekilde de borçlu takibin etkisinden kurtulmuş olur.Olayları izah taraflara hukuki nitelendirme hakime ait bir görevdir. Somut olayda, davacı yoksulluk nafakası şartının ortadan kalktığını ileri sürerek borçlu bulunmadığının tespitini istemiştir. Dava bu niteliği itibariyle menfi tespit davasıdır ve mahkemece bu kapsamda nitelendirilerek, işin esasına girip sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.Bundan ayrı olarak, somut olayla ilgili olarak davacı tarafından yoksulluk nafakasının kaldırılması istemli ... 13. Aile Mahkemesi"nin 2015/491 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bahsi geçen yoksulluk nafakasının kaldırılması dosyasının, işbu davanın sonucuna olabilecek etkisi gözetilerek, anılan yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının sonucunun işbu dava için bekletici mesele yapılması gerekmektedir. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.