22. Hukuk Dairesi 2015/12686 E. , 2016/15624 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
.
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, yıllık izin, fark ücret, fazla çalışma ile mobbing sebepli manevi tazminat ücret alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davalı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 31.05.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini yazılı fesih bildiriminde belirtilen sebeplerle haklı olarak feshettiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin, fark ücret, ulusal bayram ve genel tatil ücreti de dahil olmak üzere fazla çalışma ücreti, yüzde beş fazlalık alacakları ile manevi tazminat alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun"un 4. maddesinde “İki yıl gazetede çalışmış olan gazeteci terfie hak kazanır. Terfi mukavelede tespit edilen yüzde nispetinde yapılır.” hükmü düzenlenmiştir. Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 6/d maddesinde, anılan kanun hükmüne uygun şekilde düzenleme yapılarak, sözleşmenin imza tarihinden ( 04.02.2009) itibaren iki yıl çalışan gazetecinin ücretine yüzde bir oranında terfi zammı uygulanacağı kabul edilmiştir. Davalı işverence, söz konusu zammın uygulanmadığı anlaşıldığından, davacının iş sözleşmesini feshinin haklı sebebe dayandığı anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeple, davacının kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınması sonuç itibariyle doğru görülmüştür.
3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kullanılmayan izin süreleri karşılığında, davacıya, 5953 sayılı Kanun"un 29. maddesi uyarınca iki kat ücret ödenmesi gerektiği ve fakat işverence, fesihte, kullanılmayan izin süresine karşılık ücretin, iki kat oranının uygulanmadan ödendiği belirtilerek, aradaki fark hesaplanmıştır. 5953 sayılı Kanun’un 29. maddesinde “Gazeteciye bu Kanun"un 21. maddesinde yazılı yıllık izni vermeyen veya izni vermiş olup da izin müddetine ait ücreti ödemeyen işverene, yıllık izin vermediği veya izin süresine ait ücretleri ödemediği kimsenin izin müddetine tekabül eden ücretler yekununun üç katı kadar idari para cezası verilir; ayrıca gazeteciye ödenmesi gereken ücret toplamı, iki kat olarak ödenir” hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca, iki kat oranının uygulanabilmesi için, işçinin talep ettiği halde işverence talebinin yerine getirilmeyerek yıllık izinlerinin kullandırılmaması veya yıllık izin kullandırılmasına rağmen izin süresine ait ücretinin ödenmemesi gereklidir. Somut olayda, dava dilekçesinde, iş sözleşmesinin feshine bağlı olarak, kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretin hüküm altına alınması talep edilmiştir. Davacının yıllık izin kullanmayı talep ettiği halde, işverence talebinin reddedildiğini gösterir bir delil dosyaya sunulmamıştır. Bu halde, kullanılmayan izin süresi için iki kat ücret ödenmesi gerektiğinin kabul edilerek sonuca gidilmesi hatalıdır.
4-Taraflar arasında imzalanmış iş sözleşmesinde, aylık altmış saatle sınırlı olmak üzere fazla çalışmanın aylık ücrete dahil olduğu yönünde hüküm bulunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, söz konusu hükmün yıllık ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olmak üzere geçerli olduğu kabul edilerek, fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır. Ne var ki, fazla çalışma bakımından yıllık ikiyüzyetmiş saatle ilgili sınırlama, 4857 sayılı İş Kanunu’nda öngörüldüğünden, 5953 sayılı Kanuna tabi olan davacıya uygulanması mümkün değildir. Davacının tabi olduğu 5953 sayılı Kanun"un ek 1. maddesinde fazla çalışmanın günde üç saati aşamayacağı yönünde kurala yer verilmiştir. Bu halde taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesindeki, aylık altmış saatlik fazla çalışmanın aylık ücrete dahil olduğuna ilişkin hüküm tamamiyle geçerlidir. Bu yön nazara alınarak, fazla çalışma ücreti talebi yeniden değerlendirilmelidir.
5-Islaha karşı ileri sürülen zamanaşımı savunmasının nazara alınmadan karar verilmesi hatalıdır.
6-Mahkemece, temerrüd tarihi 26.06.2013 kabul edilmiş ise de, temerrüt ihtarnamenin tebliği ile gerçekleşmiş olup, tebliğ ise 24.06.2013 tarihinde yapılmıştır. Bu halde, temerrüt tarihinin 24.06.2013 kabul edilmesi gerekirken, 26.06.2013 tarihinin esas alınması hatalı olmuştur.
7-Mahkemece, kıdem tazminatı alacağına iş sözleşmesinin feshi tarihinden itibaren mevduat faizi işletilmesine karar verilmiştir. Ancak, 5953 sayılı Kanun"da, kıdem tazminatına fesih tarihinden itibaren mevduat faizi işletileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığının gözardı edilmesi hatalı olmuştur. Bu halde, söz konusu alacağa, temerrüt tarihinden itibaren kanuni faiz işletilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, davalı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine,peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.