3. Hukuk Dairesi 2016/2228 E. , 2017/14747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; tarımsal sulama abonesi olduğunu, sayaç değişikliğinden sonra fatura bedellerinin arttığını, kuruma yapılan bildirim sonrası geriye dönük sadece 1 yıllık faturaların düzeltildiğini, geçmişe dönük 3 yıllık incelemeyi yapmadıklarını, geriye dönük fatura borçları nedeniyle davalı tarafından icra takibi başlatıldığını belirterek, icra dosyasında borçlu olmadığının tespiti ve 2009 yılından bugüne kadar fazla tahsil edilen şimdilik 5.000 TL’nin ticari faiziyle iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; zamanaşımının dolduğunu, davacı iddialarıın gerçeği yansıtmadığını, hatanın giderildiğini, diğer faturalarda hata olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK’nun 281.maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik, yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler; raporlarını hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu, aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu, kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya
çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa, hakim, çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut uyuşmazlıkta; alınan bilirkişi raporunda davacı adına olan 513670 nolu mesken aboneliği yönünden faturalar incelenmiş ve bu kapsamda faturalar değerlendirilerek rapor hazırlanmış, sözkonusu rapor hükme dayanak yapılmıştır.
Oysa ki, davacı 0200328617 müşteri nolu ve 1001167970 hesap nolu tarımsal sulama aboneliği kapsamında tahakkuk ettirilnen faturalar yönünde dava konusu talepte bulunmuştur.
Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilerek, öncelikle 200328617 müşteri nolu ve 1001167970 hesap nolu tarımsal sulama aboneliğine ilişkin kayıtlar getirtilerek, somut verilere dayalı, gerekçeli taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.