4. Hukuk Dairesi 2018/2838 E. , 2019/1049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar Yapı ve Kredi Bankası AŞ ve Girişim ... Yönetim AŞ aleyhine 11/07/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/06/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız icra takibi ve haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istmine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalılardan Yapı Kredi Bankası A.Ş. tarafından, 27/05/1998 başvuru tarihli davacının babası ..."a ait kredi kartı üyelik sözleşmesine dayanılarak, kredi kartı borcundan ötürü hem söz konusu sözleşmede hiçbir şekilde isim ve imzası bulunmayan davacı ... hakkında hem de babası ... hakkında ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, davacının babası yönünden kabul edilen talebin davacı yönünden sözleşme ibraz edilmemesi nedeniyle reddedildiğini, davalı banka tarafından davacı ... babası hakkında ... 6. İcra Müdürlüğünün 2012/9667 esas sayılı dosyası ile haksız olarak 22/11/2001 tarihinde sözleşme dayanak gösterilerek icra takibi başlatıldığını, icra dosyasında davacıya usulsüz şekilde ödeme emri tebliğ edildiğini, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde icra takip işlemlerine devam edilmesi sonucu davacının haline münasıp evine ve maaşına haciz işlemi uygulandığını, temlik alan davalılardan ... Varlık A.Ş."nin davacı hakkındaki icra takibinden feragat ederek hacizleri fek ettiğini, fakat huzurlu bir hayat sürmekte olan davacının haciz baskısı ve tehdidi altında maddi ve manevi anlamda zarara uğradığını belirterek, davaya konu olay nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar, yapılan takipte hukuka aykırı bir yön bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacı hakkında davalılardan Yapı Kredi Bankası A.Ş"nin başlatmış olduğu takibe sonrasında temlik alan ... Yönetim A.Ş. tarafından devam edildiği, davaya konu icra takibinin hukuka aykırı olduğu ve davacıya yönelik haksız fiil teşkil ettiği, davacının sürdürülen icra takip işlemleri ve icra hukuk mahkemesinde görülen dava nedeniyle yol ve noter masrafı yapmak zorunda kaldığı ve icra hukuk mahkemesinde açılan dava nedeniyle serbest meslek makbuzu uyarınca vekiline 2.500,00-TL vekalet ücreti ödediği gerekçesiyle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden; davacının babası ..."ın davalı ..."na 27/05/1998 tarihinde yapmış olduğu başvuru sonrasında imzalanan kredi kartı sözleşmesi uyarınca tarafına kredi kartı verildiği, dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinde davacı tarafından da ek kredi kartı başvurusu yapıldığı, ek kartının bulunduğu ve ek kartı kullandığının davacının da kabulünde olduğu, davacı her ne kadar icra takibine dayanak kredi kartı sözleşmesinin tarafı değil ise de başvurusu sonrası kendisine de ek kredi kartı verildiği ve kartın davacının kullanımında olduğu nazara alındığında davacı hakkında yapılan takip haksız değildir.
Davacının maddi tazminat talebi yönünden; bir davada karşı tarafa yükletilmesi gereken yargılama giderleri, o davanın fer"i niteliğinde olup; talep olmasa bile, mahkemece doğrudan (re’sen) asıl hükümle birlikte karara bağlanması gerekir. Nitekim bu yön, yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti bakımından da geçerlidir. Buna bağlı olarak, yargılama giderine ancak asıl davada hükmedilebilir. Asıl davanın kesinleşmesinden sonra, o davaya ilişkin yargılama giderleri ayrı bir dava konusu yapılamaz. Davacının kendi vekili ile yaptığı ve sadece akdeden tarafları bağlayan nitelikteki ücret sözleşmesi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelden, eldeki tazminat davasında davalının sorumlu tutulması ve haklı olan takip nedeniyle davacının yapmış olduğu ihtarname masrafı ve ulaşım masraflarına hükmedilmesi de doğru değildir.
Davacının manevi tazminat talebine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede ise; haksız takip ve haciz nedeniyle manevi zarara uğranıldığının kabul edilebilmesi için alacaklının takipte kötüniyetli olması, ağır kusurlu davranması ve bu nedenle ağır bir zarar meydana gelmesi gerekir. Yukarıda açıklanan gerekçeyle davalı taraf, ek kartı kullanan davacı hakkında yapmış olduğu icra takibinde haklı olmakla eldeki davada manevi tazminat koşulları oluşmamıştır. Koşulları oluşmayan manevi tazminat istemi yönünde de ret kararı verilmesi gerekirken istemin kısmen kabulü doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.