Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3212
Karar No: 2017/14819
Karar Tarihi: 30.10.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/3212 Esas 2017/14819 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/3212 E.  ,  2017/14819 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, köy yollarının bakım ve onarımından sorumlu olduğunu,... İlçesi"nin ... -... Köyleri arasındaki asfalt kaplamalı yolun, DSİ ve taşeronu olarak çalışan davalı şirketin yaptıkları sedde çalışmaları sırasında şirkete ait ağır tonajlı araçlar nedeniyle tahrip olduğunu iddia ederek uğranılan zararın davalılar DSİ Genel Müdürlüğü ve ... İnş.Ltd.Şti"den müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalı DSİ, davaya idare mahkemelerinde bakılması gerektiğini savunarak davanın görev yönünden reddini dilemiş, bunun yanında DSİ Genel Müdürlüğü tarafından 11. Bölge Doğal Afetler ve Taşkın Hasarları Onarımı İnşası işinin sözleşme ile dava dışı yüklenici ..."e verildiğini, yüklenici ile aralarındaki ilişkinin eser sözleşmesi olduğunu ve aralarında BK 55.md"den kaynaklanan bir adam çalıştırma ilişkisi bulunmadığını savunarak davanın husumetten reddini dilemiş, esasa ilişkin olarak da oluşan zararda idarenin bir kusuru bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Davalı Şirket; zamanaşımı def"ini ileri sürmüş, davaya konu olan ... -... -... "de veya bahsi geçen bölgede DSİ nezdinde herhangi bir işi/sözleşmesi olmadığını, sözü edilen sedde inşaatı işi ile herhangi bir ilgisinin olmadığını savunarak husumet itirazında bulunmuş, davaya konu zarar ile davalı şirket arasında illiyet bağı olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davalılar ... ve DSİ Genel Müdürlüğü hakkındaki davasının kabulüne, 27.725,67-TL tazminatın zarar tarihi olan 27.04.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı ... İnş.Ltd.Şti. hakkında HMK"nun 124/3. maddesi gereğince hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili ile ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Anılan karar Dairemizin 2013/ 14699 Esas – 2013/18197 Karar sayılı ve 18/12/2013 tarihli kararı ile ; " ... 1-) 3533 sayılı kanunun 1.maddesi hükmünce; “Umumi, mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediyeye veya umumi idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan ihtilaflardan adliye mahkemelerinin vazifesi dahilinde bulunanları, bu kanun da yazılı tahkim usulüne göre halledilir."
    Somut olayda, davacı ... ile davalılardan DSİ Genel Müdürlüğü arasındaki uyuşmazlığın; tarafların 5533 sayılı yasanın 1.maddesinde gösterilen kuruluşlardan olması nedeniyle bu kanunun 2570 sayılı yasa ile değişik 4.maddesi gereğince “hakem sıfatı ile” çözümlenmesi gerekir.
    Bunun için öncelikle davalılardan özel şirket aleyhine açılan dava tefrik edilmeli, davalı idare yönünden de davaya hakem sıfatı ile bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmelidir.
    2-) Davalı ... vekilinin temyizine ilişkin olarak;
    Dava tarihinde (10.08.2011) yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nda gerçek taraf sıfatına sahip olan kişinin davaya dahil edilerek (taraf değiştirilerek) davaya devam edilmesi gibi bir durum düzenlenmemiştir. Davacı davayı yanlış kişiye karşı açmış ise bu kişiyi değiştirerek, davayı gerçek davalı sıfatına sahip (ve fakat davada davalı olarak gösterilmemiş olan) üçüncü kişiye karşı devam edilmesini isteyemez, yanlış (gerçek davalı sıfatı olmayan) kişiye karşı açılmış olan davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. (B.Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulu, I.Cilt, syf.1202 vd.)Hukuk Genel Kurulu"nun 22.12.1971 tarih 4/938-766 sayılı kararında bu durum şu şekilde açıklanmıştır: "" Açılmış bir davaya teşmil yoluyla üçüncü bir kişinin davalı suretiyle dahil edilmesi mümkün olmadığı gibi, Usulün 83 ve sonraki maddelerinde açıklanan hükümlere göre ıslahen hasım değiştirilmesi ve üçüncü bir kimsenin davalı durumuna konulması da mümkün değildir.""
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda ise 124.madde ile tarafta iradi değişiklik düzenlenmiştir. Buna göre; ""1- Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.
    2- Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.
    3- Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.
    4- Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder. ""HMK"nda getirilen hüküm ile de davacının talebi halinde davalı tarafın değiştirilmesi hususu değerlendirilebilecektir.Somut olayda ise; davacı idare vekili davayı DSİ Genel Müdürlüğü ile ... İnş.Ltd.Şti aleyhine yöneltmiş, buna karşılık mahkemece 21.02.2012 tarihli ön inceleme tutanağı ile davacının talebi olmaksızın re"sen ..."e davalı sıfatı ile ön inceleme duruşma gününü bildirir dilekçe tebliğ edilerek, Mehmet hakkında hüküm kurulmuştur. Asıl davalı olan ... İnş.Ltd.Şti hakkında ise HMK"nun 124/3. maddesi gereğince hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir.
    Bu durum karşısında, dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"na göre davada taraf değişikliği mümkün olmadığı gözönünde bulundurulmaksızın mahkemece, re"sen ..."in davalı gösterilmek suretiyle hakkında hüküm tesisi doğru görülmemiştir... " gerekçesi ile bozulmuş , mahkemece bozma kararına uyulmuş , davalılar DSİ ve limited şirkete karşı açılan dava yönünden ayırma kararı verilmiş , davalı ... " e karşı aynı nedenlerle açılan dava bağlantı nedeni ile birleştirilmiş ve mahkemece ; asıl davada davalı ... hakkında usulüne uygun açılmış dava bulunmadığından davalı hakkında karar verilmesine yerolmadığına, birleşen davanın kabulüne, 27.725,67-TL tazminatın davalı ..."den tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1 - Bilindiği üzere zamanaşımı, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i ve savunma aracıdır. Somut olayda, davalı tarafça yasal süresi içerisinde zamanaşımı def’i ileri sürülmüş ancak, mahkemece bu def"i hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Davalı, zamanaşımı definde bulunduğuna göre 11.04.1940 gün ve 15/70 sayılı YİBK gerekçesinde açıklandığı üzere zamanaşımı defi mevcut olduğu takdirde mahkemece herşeyden önce bu defin incelenmesi , gerçekleşmesi halinde, artık esas hakkında incelemeye devam olunmayıp davanın bu yönden reddi gerekir. Davanın usulden reddi, işin esasının incelenmesine engel teşkil eder. Mahkemece, davalının zamanaşımı defi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    2 – Diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ; Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi