3. Hukuk Dairesi 2016/4752 E. , 2017/14821 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kendisine ait olan taşınmazın 28/06/2014 günü davalı kuruma ait elektrik tellerinde oluşan kıvılcımların yere düşmesi sonucunda yandığını, bu taşınmazda bağ ve badem ağacının bulunduğunu, yangın olayının ardından mahkemenin 2014/94 D.iş sayılı tespit dosyasında alınan elektrik bilirkişi raporunda söz konusu yangının davalı kuruma ait elektrik tellerinden çıktığının belirtildiğini,yine o dosyada alınan ziraat raporunda ise, fen bilirkişisinin raporu doğrultusunda yangın alanındaki bağ ve ağaçların sayı ve hesaplanmasının yapıldığını ileri sürerek, 13.425.00TL zararın yangın tarihi olan 28/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, meydana gelen yangının kendilerine ait elektrik tellerinden kaynaklanmadığını, söz konusu sahadaki enerji nakil hatlarının tamamının kendi kurumlarına ait olmadığını, bu nedenle husumet yönünden mahkemece araştırma yapılması gerektiğini, yine meydana gelen olay ile ilgili illiyet bağının da araştırılması gerektiğini, yokluklarında yapılan delil tespitini de kabul etmediklerini, nitekim delil tespitinin olayın üzerinden bir ay geçtikten sonra yapıldığını, olayın sıcaklıkların en yüksek olduğu tarihlerde meydana geldiği düşünüldüğünde söz konusu yüksek sıcaklığın da yangına neden olmuş olabileceğini, davacının da meydana gelen olayda ağır kusurlu olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 9.699.50 .-TL"nin 28/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş,hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davacı vekilinin tüm,davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Bilindiği üzere zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporu incelendiğinde ise,raporda 20-22 yaşlarında 25 adet bağ ile 14 adet badem ağacında oluşan zararın toplam bedelinin 13.425.00.- TL olduğu belirtilmiş ise de, belirlenen bu zarar miktarının yukarıda ifade edildiği şekilde hesaplanmadığı, bağ ile badem ağaçlarının kaçının zarar gördüğünün net bir şekilde ayrı ayrı raporda belirtilmediği,yine söz konusu bağ ve badem ağaçları için yapılmış olan hasat, nakliye, gübreleme vb. masrafların da raporda değerlendirilmediği,bu şekli ile de söz konusu raporun hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olmadığı kuşkusuzdur.
3-Bundan ayrı olarak,davanın kısmen kabulüne karar verilmesine göre,reddedilen kısım üzerinden davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece;yukarıda ifade edilen hususlar ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle,davaya konu edilen bağ ve badem ağaçlarında meydana gelen zararı net bir şekilde ortaya koyacak,yukarıda ifade edilen eksiklikleri giderir nitelik ve nicelikte alanında uzman ziraat bilirkişisinden rapor alınması suretiyle hüküm tesisi gerektiğinin gözetilmesi,yine reddedilen kısım yönünden de davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm,davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.