3. Hukuk Dairesi 2016/3765 E. , 2017/14822 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kendisine ait olan taşınmazın davalı kuruma ait elektrik tellerinde oluşan kıvılcımların yere düşmesi sonucunda yandığını,bu taşınmazda meyve ağaçlarının bulunduğunu,yangın olayının ardından mahkemenin 2013/67 D.iş sayılı tespit dosyasında alınan elektrik bilirkişi raporunda söz konusu yangının davalı kuruma ait elektrik tellerinden çıktığının belirtildiğini,yine o dosyada alınan ziraat raporunda ise, fen bilirkişisinin raporu doğrultusunda yangın alanındaki zararın hesaplandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 2.000.00.- TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı 16/09/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 3.367.10.- TL ye yükseltmiştir.
Davalı, meydana gelen yangının kendilerine ait elektrik tellerinden kaynaklanmadığını,söz konusu sahadaki enerji nakil hatlarının tamamının kendi kurumlarına ait olmadığını,bu nedenle husumet yönünden mahkemece araştırma yapılması gerektiğini,yine meydana gelen olay ile ilgili illiyet bağının da araştırılması gerektiğini,yokluklarında yapılan delil tespitini de kabul etmediklerini ,nitekim delil tespitinin olayın üzerinden zaman geçtikten sonra yapıldığını,olayın sıcaklıkların en yüksek olduğu tarihlerde meydana geldiği düşünüldüğünde söz konusu yüksek sıcaklığın da yangına neden olmuş olabileceğini,davacının da meydana gelen olayda ağır kusurlu olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Bilindiği üzere zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporu incelendiğinde ise,raporda meyve ağaçlarında oluşan zararın toplam bedelinin 3.962.00.-TL olduğu belirtilmiş ise de, belirlenen bu zarar miktarının yukarıda ifade edildiği şekilde hesaplanmadığı, meyve ağaçlarının kaçının zarar gördüğünün net bir şekilde ayrı ayrı raporda belirtilmediği, yine söz konusu meyve ağaçları için yapılmış olan hasat, nakliye, gübreleme vb. masrafların da raporda değerlendirilmediği, bu şekli ile de söz konusu raporun hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olmadığı kuşkusuzdur.
Mahkemece; yukarıda ifade edilen hususlar ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle,davaya konu edilen ağaçlarda meydana gelen zararı net bir şekilde ortaya koyacak,yukarıda ifade edilen eksiklikleri giderir nitelik ve nicelikte alanında uzman ziraat bilirkişisinden rapor alınması suretiyle hüküm tesisi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3- Dosyada yer alan tapu kayıtlarından; davacının davaya konu taşınmazlarda paylı mülkiyet sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Davacının taşınmazların sadece kendi payına düşen kısmını mı kullandığının araştırılmaması isabetli bulunmamıştır.
4- Somut olayda yangının yaz aylarında çıktığı, elektrik hatlarına fazla yüklenildiği, davalının çok geniş bir alanda hizmet verdiği gözönüne alındığında TBK 52. Maddesi gereğince davalı yararına tazminattan indirim yapılmaması da isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1. Bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2, 3 ve 4. bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.