21. Hukuk Dairesi 2018/6458 E. , 2019/2851 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline, aylığın yeniden bağlanmasına, ödenmeyen aylıkların faiziyle birlikte tahsiline, borçlu olmadığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptaline, davalı kurumca kesilen yetim aylığının kesilme tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte tekrar bağlanarak ödenmesine, davalı kuruma borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda haksahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir.
5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurum"ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacının 25/05/2010 tarihinde eşi ...’den boşandığı, 2002 yılında vefat eden babasından dolayı yetim aylığı aldığı, 22.08.2013 tarihli kontrol memuru raporuyla davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının tespit edildiği, bu rapora göre davacıya 19/10/2010-18/03/2014 arası ödenen aylıkların borç çıkarıldığı, Mahkemenin “Davanın Kabulüne” dair ilk kararının Dairemizce araştırmaya yönelik bozulduğu, bozma ilamında; “Yapılacak iş, tutanak tarihinde, kontrol memuru tutanağında bahsedilen 1,3 ve 6 numaralı dairelerde oturan kişiler ile apartmanın girişindeki çay ocağında çalışan kişileri tespit ederek dinlemek ve davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşayıp yaşamadığı hususunda yukarıda anılan çelişkileri de giderecek şekilde beyanlarını almak, davacının kontrol memuruna eski eşinin yaşadığını beyan ettiği adresteki komşuları da tespit ederek dinlemek ve böylece toplanan delillere göre varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.” hususlarına yer verildiği, bozma sonrası dinlenen 1-3-6 nolu daire sakinlerinin ; eşinin arada gelip gittiğini ,davacının, eşinin kardeşleri ve çocuklarıyla yaşadığını,kayınları rahatsız olduğu için onlarla ilgilendiğini söyledikleri, çay ocağı sahibinin denetmene birlikte yaşadıklarını söylediğini, şu an hergün görmediğini, arada gelip gittiğini, davacının eşinin kardeşleri ve çocuklarıyla yaşadığını eşinin burada kalıp kalmadığını bilmediğini beyan ettiği, 22.08.2013 tarihli kontrol memuru tutanağında; ... Mahallesi ... Sokak"ta yapılan araştırmada; apartmanın 1,3 ve 6 numaralı daire sakinleri ile girişteki çay ocağı sahibiyle yapılan görüşme sonucu davacının boşandığı eşi ile birlikte bu adreste yaşadığının tespit edildiği, davacının yazılı beyanında; eski eşinin kardeşleri ile birlikte ...Mahallesi İnönü Caddesi"nde oturduğunu, eski eşinin her gün çocukları görmek için eve geldiğini ve çocukları ile vakit geçirip gittiğini beyan etttiği, kontrol memurları tarafından ...Mahallesi İnönü Caddesi"ndeki adrese gidildiğinde adreste eski eşin değil, iki erkek kardeşinin yaşadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; denetmen raporunun içeriği, bozma sonrası dinlenen tutanak tanıklarının beyanları, davacının denetmene verdiği ifadesinin aksinin ispatlanmış olması, bir kadının boşandığı eşinin epilepsi hastası yetişkin iki erkek kardeşiyle aynı evde yaşamasının hayatın olağan akışına aykırı olması, hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı ve eşinin, boşandıkları süreçte de birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.